TARİHE YOLCULUK
Kapatma pencereni
Bakarsın bir vakit gelirim
Malazgirt’ten girerim toprağına,
Tozlu savaş meydanlarından…
Belli olmaz gelişlerim
Anlaşırsam Kadeş’ten görünürüm
Beşeri barıştırıp
Öyle gelirim pencerene
Bir gün bakarsın
Spartaküs olmuşum
Eşitliğe haykıran
Ya da Habeşli Bilal
Felâha çağıran
Sen yine de bekleme
Belli olmaz gelişlerim
İhtimal Uhud’da kalırım
Hamza’nın ciğeri olur,
Vahşî ellere düşerim
Esir ve çaresiz
Bir gün Attila olurum belki de
Tanrının kırbacına dönüşür
Şaklarım
Bir papanın korku dolu bakışları arasında
Po Ovası düzlüklerinde
Bekleme
Lâkin kapatma da pencereni
Yazıyı icat edersem
Mektup yazarım Sümer’den
En güzel papirüslerime…
İpek Yolu’ndan selam gönderirim
Çinli tüccarlarla…
Parayı bulursam
Lidya’dan biraz da para…
Belli olmaz gelişlerim
Pencereyi tam açma
Hafiften arala
Gelmesem de
Kokusunu gönderirim
Gül bahçelerinin
Babil’in asma bahçelerine sarıp sarmalar
Öyle salarım pencerene
Bekleme! Uyu
Gelirsem girerim yanına
İskender’i büyütürüm bir ihtimal
Tozu dumana katarak,
Garb’ı Şark’la evlendiririm
Belli olmaz gelişlerim
Afrika’ya uğrar,
Nil’i alnından öper,
Akdeniz’den yüzer,
Cebel-i Târık’tan geçer
Öyle gelirim okyanuslarına
Karşı kıtayı fethedersem
İnka olduktan sonra koşarım
Pencerene
Fetret’ten çıkartıp ülkemi
Çamurlu Derbent’lerde
Çelebi Mehmed’e devreder,
Uçar gelirim yüreğine
Fatih’in kalbi olur
Fethederim Konstantiniye’yi
Bilekle değil, yürekle
Kıtmîr’e bürünürüm
Dostlarla sohbete dalar,
Belki de uyurum
Bir mağaranın kuytuluklarında
Gelmeyi unuturum
Sen bekleme
Kapat pencereni
Cennetin kapılarını aralayarak
Bekle beni mahşerde