ANI
Giriş Tarihi : 20-07-2023 23:30

Sokaklarda Kaybolurmuş Çocuklar / Belgin Şimşek

Yazan: Belgin Şimşek -SOKAKLARDA KAYBOLURMUŞ ÇOCUKLAR

Sokaklarda Kaybolurmuş Çocuklar / Belgin Şimşek

SOKAKLARDA KAYBOLURMUŞ ÇOCUKLAR

Ah gözlerim!
Bir ağacın gölgesi gibi sığınırım sana.

Heybetinden mi bilmem,  sabrından mı?

Sen ki derinlerin en derininde kökün.

Sanki budakların en tepesinde göklerdesin.

Film şeridi gibi tekrar tekrar başa sarıp, kaldığı yerden uzaklara, çok uzaklara gideceğiz.

Sekiz kardeşin sığdığı evdeyim.

Evde bir telaş bir telaş, nasıl bir heyecan.
Sabahın beşinde dolduruyor annem odun sobasını.

Odada sımsıcak ekmeklerdeki yanık kokusu.
Dur nefesini çekme,
daha çok erken!
Masanın etrafı dolsun,
dur dur ablam! Yetişemeyeceğim derken ki 
iş telaşı.
Diğer ablamın masayı yine bana kaldı diyen ağlayışı,
Kardeşinin önlüğündeki kopmuş düğmesi, 
Hangisine yetişsin annem
ya ben nasıl da yamanım
İlk önce karnını doyup kaçanlardan.

O zamanlardan hayatı 
kopyalıyormuş gözüm.

Bütün bu karmaşa sonunda annemin elinde dağ gibi çamaşır.

Koridorlardan salonun kapısına kadar sabahtan öğlene dek
Ömrü sekiz çocuğunun çamaşırını yıkamakla geçti.

Eski toprak, dağ gibi kadındı annem.
Şimdiki hanımlar sussun,
makinenin düğmesine basmaya üşengeç.

Hangi birinin hikayesi
sığar ki anlatmaya.

Şimdi altmış,
dün on yaşındayım.

Üç ablamla aramızdaki yaş farkı yedi ve on yıl.

En büyük ablamı hiç hatırlamıyorum.

Genç yaşta evlenip yuvasını kurmuş.

İkinci ablam desem 
on iki yaşında Almanya'ya gitti,
bebe.

Garibim annem, evinde 7 tane kız çocuğu varken.

Yaş sırasına göre değil,
kısmeti olana vermiş, ne yapsın?

Dünyalar güzeli ablamı, kendinden yirmi yaş büyük enişteme vermişler.

ALMANYA ACI VATAN
Hatırlar mısınız boncuk bu karakteri oynamıştı
Kırmızı odada.

Bütün gelinler boncuk.

Çok şükür ki eniştem 
dünya iyisi.
Ablam aklını kaybetmediyse  onun merhametinden.

Önce baba sonra koca oldu.
Kalbinin her zerresi insanlık.
Yine de çocukluğunu arar ablam.
Tanımadığı dününü.
 Ve hala kendine gurbet...
 Ve hala sessiz, suskun...

Masasında hiç solmayan bir gülü var.

Ben ona,
saklı orkide derim.
Saf bir orkide...

Canımın içi o.
Babamın mahreminde dünyaya gelmiş eşsiz güvercinim.
Sırlarını gökyüzüne bağışlamışsın belli.

Kalbin sadece yıldızlara güvenmiş.
Buğulu gözlerine baktığımda o suskunluğun var ya.
Bizi de dilsiz bırakmış.

Yedi kardeşten ruhuma cesaretle kelimelere dokundurmaya kıyamadığım orkidem.

Gurbetin gelini 
Kalbinin
sayfaları beyaz kalemle yazılı.
Her okumak istediğimde
hiç tercüme edemediğim bir dil.
Gurbetçe, hasretçe yazılı...
Okuyamadım, bitiremedim.

Oniki yaşında hamile kaldı.  
İlk doğumuna, çocuğuna alışamadı ablam.
Kendi oyuncakları elinden alınmış bir bebekti. 
Bilmediğini nasıl öğretsin?
Türkiye'ye getirdi
eniştem babaannesine emanet
Anne ile evlat arasındaki
ayrılığın depremini
yazmak benden, yaşatmak sizden olsun.
Sımsıcak anne kucağından
Almancı çocukların sürgününü
Yaşanmışlıkların sorumlusu oymuş gibi cezalı olan.

Erkek kardeşim üniversiteyi kazanıp gitmiş onun da hatıralarımda izi yok...

Neler yüklemişiz iki kirpik arasına?

Sen bu ömrü sığdırdın,
ben gönlümü sığdıramadım.
Gidip gidip dolaşıyorsun bir çiçek tazeliğinde zaman.

Dondurulmuş, durdurulmuş kilitli kapılar arasında.
Acıktığında, üşüdüğünde bir ekmek kokusunun sıcaklığında tüter geçmişin.

Çekersin nefesini içine.
Dur gitme dersin 
gençliğim, köklerim 
eyvah ki eyvah!
Dün on yaşındayım,
bugün altmış.

Kime kaybolmuşum,
ey dünya söyle?

Geleceğin peşinde, geçmişin kafesinde.
Kızıl dev gibi parlayıp,
sönmüş güneş ertesiyim.

Adım adım izlerini aradığım, 
damla damla yürekten
damıttığım,
büyüsü talan edilmiş  çocukluğum,
bir fotoğrafla...

Hangi avcı acıtır hasretin en koyusunu?

İçimde acı bir burukluk,
korkunç bir hüzün.
Bu benim ilk gidişim
Coşkun esrik bakışlarda 
Mayalanmışsın köklerine.

Bu sevda bitmez...
Gittikçe eksiliyorsun:
Bir 
İki  
Üç 
anasız, babasız, kardeşsiz...
Zor olana talip olmak bu.
Ülfet'in karşısı, külfet.

Zor olan talip oluyorsun
söze susmuş gecelerin
koynunda 
bir almış başını gitmişlik.
Yaması dikilmiyor kimsesizliğin.  
Ay utandı, yıldız saklandı
ömrümün döngüsüne.

Ve bu hamur daha çok çok su götürür.

Hayat denilen hikayemde...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi