SİYAH BİR GECE
Sar beni kollarına gece!
Bir çocuğun,
Kırmızı gelincik tarlalarının
büyüsüne kapılıp yolunu yitirip,
güzel düşleriyle birlikte yitip gitmesini
sindirecek kadar acımasızsın hayat.
Bir ağacın gölgesinde susuzluktan kuruyan dudaklarına aldırmadan çakıl taşlarından yapmak istediği evinin hayalinde avutarak can vermenin masumiyetinde başlıyor hayatın ince çizgisi.
Sakın bana anlık mutlulukları
avuntu olarak sunma hayat.
Ben ki! Mutluluk yollarındaki umutların tükeniş sahnesinde bir çok kez rol almış adamım.
Benli cümleler yine pelesenk oldunuz dilime.
Mutluluğun benden öte bir yerde
otağ kurduğunu bilmez miyim.
Simsiyah bir gece
katran karasıyla kanıma karışıp
kaosların uçurumuna sürüklerken beni!
Direnmenin yaşamın ta kendisi olduğunu
öğretiyor gecenin diğer yüzü.
İşte ben, gecenin faziletli yüzünü keşfetmenin mutluluğundayim şu an.
Şükürler olsun yine de şükürler olsun.
Kum saatine bağladım zamanı ve!
Vakit bir hayli geç olmuş gibi.
Geriye bakıp gülümsediğim
ne çok şey var yine de.
Aşk gibi, sevgi gibi,
gözlerde çakmak çakmak parlayan nur gibi.
İnsan olabilmenin onuru gibi.
Aç kollarını gece aç!
Şefkatine muhtacım sar beni, bu dünyanın acı gerçeklerinden çekip al beni!
