SEMANIN ÇOCUKLARI
Yanardağ püskürmüş çehreler tebessüm duman
Gönlümüz dağdağalı masmavi bir umman
Taştan ve kayadan gül yeşertmiş Rahman
Mabet ağacıyım sonsuz nebatta
Gölün libasi engin lakin kısıtlı ferim
Nazenin bir şekilde eriyor derim
Artık sana bir dostum yahut neferim
Çakala karşı kurdum çılgın hayvanatta
Kokluyorum camii ve kilisenin mavi gülünü
Laleler tülbentmiş başıma serpmiş külünü
Kuraklığın bir yeşille kopardım püskülünü
Kırık yaprağın solmuş dalıyım sanatta
Bulutlar içindeyim dünyadan vazgeçtim
Aynalar içinden gökyüzüne geçtim
Yedi sürgün içinden bir tek maviyi seçtim
Belki dağ keçisiyim arsız inatta
Hayaller Jüpiter kadar hayat devasa uzağımda
Kavgaları söndürsem örümcek tuzağımda
Mutluluğun şifresi benekli buzağımda
Ölü yıldızların külleriyim sebatta
Ömrüm mavi köpüklerde bir tekne turu
Ruhum toprak belki yaş belki kuru
Hakikatler yıkacak yozlaşmış küflü suru
Yıkılacak geminin kaptanıyım yalancı hayatta
Çöplerin her dem yeşil olduğu bir asır
Dağlar ayaklarıma çelikten nasır
Gözlerim yaban hayatında çözülmez bir sır
İncelik ustasıyım çizgisiz hatta
Sazlıklarla birlikte kibirler yandı
Kuşların bereketi sesime dayandı
Kalbim deliliği içti eskiye kandı
Sonsuzluğa namzetim kızıl sıratta.