O BEYAZ ŞAL
Sigaramın dumanı sinerken duvarlara
Düşündüm durdum bunca geçen yılları
Nasıl da peşin peşin harcamışız kumarlara
Ömür tükenmiş içimizde saklamışız sırları
Şimdikiler üç günde gezerken adını koymuş
Aşk diye her rüyayı kendince hayra yormuş
Ayrılık vakti gelince bir de şu para pul bitince
Ne Leyla ne Mecnun birbirini arayıp sormuş
Siz bilmezsiniz tabi bu beyaz şal hikayesini
Aşk için güle bile dil döken bülbülün gayesini
Yıllar önce doğum günü hediyesi almıştım şalı
Mühürlemiştim o gün yüreğime düşen payesini
Çam ağaçlarına kazırken adımızı o büyük kalbe
Nerden bilirdik dünya küçük insanlar da kahpe
Ayrılık vakti gelince omuzuna attı beyaz şalı yâr
Bilseydim son gidişini bırakır mıydım onu ah be
Şimdikiler bilmez de gidenin ardından ağlamayı
Ağıt yaksa da gönüllü çalmaz eli ile bağlamayı
Artık merasimlerde bile yas tutmak yerine hep
Sahte hüzünle unutmuşuz yürekten dağlamayı
Siz bilmezsiniz tabi üç gün sonra şal geri geldi
Kırmızı kana boyanmış tek kurşunla o beyaz şal
Nazlı yârimin acısı ateş olup şu bağrımı deldi.
Töreye karşı gelip diyemedim ki "gitme bende kal"
Göstermediler bir daha ne mezar ne yerini adını Bilmezler, her bayram kefenim oldu beyaz şal
Kefenim oldu o
Beyaz şal...