DEMET MANNAŞ KERVAN: KURGU DÜNYASININ İÇİNDE KAYBOLMANIN KEYFİNİ YAŞADIM
Facebook Truva Kitap Kulübünün BİR YAZAR VE SÖYLEŞİ Köşemizin bu hafta ki konuğu yazar Demet Mannas Kervan.Kendisini daha yakından tanımak için hoş ve keyifli bir sohbetimiz oldu. Haydi gelin neler sormuşuz, hep birlikte okuyalım. (Nalan Engin)
***
- Demet Mannaş Kervan, öncelikle bir yazar. Aynı zamanda Truva Kitap Kulübü ve Truva Edebiyat Dergi yönetiminde yazı işleri müdürü olup yine Truva Öykü yarışmalarının jüri üyelerinden biri.
Evet, biz sizi bu şekilde tanıyoruz. Biraz da siz bize kendinizden bahsetmek ister misiniz? Demet Mannaş kimdir?
- Esasen, Ege Üniversitesi mezunu bir Gıda Yüksek Mühendisiyim ama kendimi hiç bir zaman sadece mesleğimle kısıtlamadım. Bunu yapabilmek için de çalışma hayatımı part-time şeklinde sürdürüyorum. Örneğin bir gıda firmasının 16 yıldır danışmanlığını yaparken diğer yandan da 10 yıldan beridir eşimin eczanesinde ona yardımcı olmak maksadıyla part time çalışıyorum. Roman yazıyorum, ayrıca 6 yıldan beridir Lefkoşa belediye tiyatro atölyesinde oyunculuk yapıyorum. Bunun dışında; iki arkadaşımla birlikte kurduğumuz bir yazım ekibimiz var, birlikte tiyatro oyunları yazıyoruz.
Kitap okumak, arada sırada da olsa resim yapmak ve film izlemek en büyük keyiflerim. Tabi tüm bunların üstünde, ben bir anneyim. 12 yaşında bir oğlum var ve hayattaki en büyük gayem onu; güvenli, hayatındaki dengeyi kurmuş, sağlıklı, mutlu bir birey olarak yetiştirmek.
- Yazarlığa ilk adımı nasıl attınız? Bize başlangıç hikayenizden bahsedebilir misiniz?
- Okuma evresinde belli bir doygunluk anına gelmiştim sanırım. Okumayı hiç bırakmasam da artık yazmam da gerekiyordu. İlk başlarda başarabileceğimden emin değildim ama ilk romanım "Yakın Koruma'yı" yazmaya başladığımda kurgu dünyanın içinde kaybolmanın ne kadar keyifli, geliştirici ve insanın ruhunu dinlendiren birşey olduğunu keşfettim. "Yakın Koruma'dan" sonra "Şaşırtmaca" ve akabinde, devam kitap niteliğinde olan "Çözülmeler" geldi. Sonra da "Haremde Cinayet..."Aldığım güzel yorumların etkisi ve iyi yapabildiğimi görmenin güveniyle ilerledim ve ilerleyeceğim inşallah.
- Demet Mannaş, bir polisiye kurgu roman yazarı olarak hangi yazarların kalemini beğenir?
- Agatha Christie beni polisiye romanlara başlatan yazar olarak idolümdür. Kişiliği ve zekasına hayran olduğum bir kadındır. Günümüzde ise; Harlan Coben, Jo Nesbo, Tess Gerritsen, Lisa Gardner gibi yazarlar en çok takip ettiklerimdir. Bunun dışında sayabileceğim onlarca isim daha var tabi.
-İlk yazmış olduğunuz, iki kitabınız mevcut. "Şaşırtmaca" ve "Çözülmeler". Bu iki kitap arasındaki bağlantı nedir?
- Aslında ilk yazdığım kitap, benim ilk kalem örneğim "Yakın Korumadır." Ancak piyasaya en son çıkan kitabımdır, Truva Yayınları etiketiyle çıkmıştır. Piyasaya çıkma sırasına göre ise evet; ilk çıkan kitaplarım Şaşırtmaca ve Çözülmeler serisidir. Konu açısından tamamen birbirinin devamı niteliğindedir. Şaşırtmaca kitabında tatminkâr bir son vardır ancak gerçek son o değildir. Konunun bütününü ve gerçek sonunu, ancak ikinci kitabı( Çözülmeler) okuyunca anlarsınız... Sanırım ben; okuyucuyu gerçek sandığı bir son ve hiç birşeyin göründüğü gibi olmadığını gösteren bir başka sonla şaşırtmayı seven bir yazarım.
- "Haremde Cinayet"adlı eserinizi bir solukta okumuştum. Roman geçmiş ve günümüz olarak iki zaman şeridinde ilerliyor.Yaz isimli karakter, romanını ,aldığı tüm ölüm tehditlerine rağmen yazmak isteyen araştırmacı bir yazar. Arka planda ise o büyük sırrın ortaya çıkmaması için kendisine rahatsızlık veren bir güç mevcut. Ve ardından muhteşem bir final.Bu senaryonun, bir sinema filmi olarak uyarlanabilecek bir yapıt olduğunu düşünüyorum. Kitabı ne kadar zamanda tamamladınız?
- Öncelikle kitabım hakkındaki güzel yorumlarınız için teşekkürler... "Haremde Cinayet'in" ilk taslak halini yazmam 11 ayımı aldı ancak romanda kullanacağım bazı bilgilerin tarihle tutarlı olması açısından ziyadesiyle araştırma isteyen bir romandı. Dolayısıyla, araştırması ve tekrar yazımı, düzeltmeleri derken iki yılda hazır oldu.
- Bir Kıbrıs Türk'ü olarak, kendi dalınızda aldığınız bir de ödülünüz mevcut. Bize biraz bu ödülden bahseder misiniz?
- Ödül benim için gerçek bir süprizdi. Her hangi bir başvurum olmadığı gibi böyle bir ödülden haberdar bile değildim. Bir gün telefonla, Kıbrıs Türk Yazarlar birliğinden bir yazar arkadaşım tarafından arandım ve Polisiye dalında ödüle layık görüldüğümü öğrendim. Tabi ki çok sevindim, gurur vericiydi. Ama bu kez, beklenmeyen bir şekilde şaşırtılan ben oldum.
- Truva Kitap kulübüyle tanışma evrenizi ve kulübe dair düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Truva kitap Kulübüne sanırım 2021'in Mart'ında üye oldum. İlk başta sadece romanlarımı paylaşma amacıyla üye olmuştum. Sonra gruptaki aktif durum dikkatimi çekti ve yönetici Sami Çelik'e bir mesaj yazdım. Grup içindeki yazarları direk olarak okuyucularla buluşturacak, interaktif şekilde okuyucunun yazarla konuşup sorular sorabileceği canlı sohbet ortamı.
Truva kitap klubüne sanırım 2021'in Mart'ında üye oldum. İlk başta sadece romanlarımi paylaşma amacıyla üye olmuştum. Sonra gruptaki aktif durum dikkatimi çekti ve yönetici Sami Çelik'e bir mesaj yazdım. Grup içindeki yazarları direk olarak okuyucularla buluşturacak, interaktif şekilde okuyucunun yazarla konuşup sorular sorabileceği canlı sohbet ortamı kurmak yönündeki fikrimi ilettim. Bu fikir şimdilerde Truva Youtube kanalı üzerinden canlı yayınlara kadar evrildi. Sami Çelik güzel ve yapıcı önerilerle gelen herkese kapılarını açan bir yönetici. Daha sonra öykü yarışması için jüri üyeliği teklifi geldi, seve seve.
Daha sonra öykü yarışması için jüri üyeliği teklifi geldi, seve seve yer aldım. Dergimiz kuruldu, yazı İşleri müdürülüğü görevimi seve seve yürütüyorum. Tüm yönetim olarak güzel bir sinerji yakaladık çünkü edebiyatımıza yeni ve güçlü kalemler kazandırmak hedefinde birleştik.
- Raflarda; Truva Yayınları tarafından basılan "Yakın Koruma" isimli kitabınızı görüyoruz. Kitabın teması hakkında kısa bir bir bilgi verebilir misiniz?
- Yakın Koruma; bazı problemler sonucu yıllar önce okuma bahanesiyle Amerika'ya kaçan Türk bir anneyle Amerikalı bir babanın oğlu olan Psikiyatrist
Cansın Edgar'ın yaşadıklarını konu alır. Cansın'ın hastaları peş peşe öldürülmeye başlanınca polis kurbanların tek ortak noktası olan Cansın'ımercek altına alır. Ölen kişilerin, Cansına, o ya da bu şekilde zararı dokunmuş kişiler olması doktoru şüpheli durumuna sokar. Ama masumiyetinden emin olan Cansın'ın gözünden olay çok farklı görünür; kendisiyle bağlantılı ve ona kötülük yapmış bu kişileri öldüren katil ya Cansın'dan nefret eden ve onu hapse attırmaya çalışan biridir ya da onu çok seven ve korumaya çalışan biridir... Kitap bu kişiyi ve amacını bulma çerçeveside ilerler ve her zamanki gibi beklenmedik bir sonla biter.
- Okuyucularınıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı ?
- Okurlarıma güzel ve değerli yorumları için müteşekkirim. Ve en çok da beni ileriye taşıyacak, geliştirecek yapıcı eleştirileri için. Onlardan aldığım dönüşlerle geliştiğimi ve bunun hep böyle olacağını biliyorum. Polisiye; edebiyat ve mantığın, zekanın birleştiği bir türdür, o sebeple polisiye okuyucusunun özel bir yeri olduğuna inanırım. Tüm okuyucularımıza; farklı türleri ve yazarları denemeleri, özellikle yerli yazarları mutlaka okumalarını öneririm. Evet, günümüzde her gün bir yazar çıkıyor ortaya... Ama bunların içindeki cevherleri keşfetmek okuyucuya kalmış.
- Son olarak size; röportajınız için çok teşekkür ederim. Truva ailesine de çok teşekkür ederim. En yakın zamanda, yeni bir romanla görüşmek üzere...
- Bu güzel söyleşi için biz size teşekkür ediyor ve başarılarınızın devamını diliyoruz Demet hanım.
