KUNDAK BAĞI
Ağır ağır çökmektedir nemi
Yorgun bir günün ardından
Çilesi çekilesi toprak yollara
O topraklar ki
Ana kucağı gibi şefkatli
Öpülesi elleri kadar değerli
Mum yakıp dilek tuttuğumuz geceleri hatırlıyorum da
Ne kadar masumaneydi akıldan geçenler
Bir çocuk hayal ederken
İklim değiştirirdi gözlerinde mevsimler
Bir avuç papatya beyazıydık
Bir avuç gelincik
Dört yapraklı yonca yeşiliydi düşler
Çember çeviren beller incecik
Bazen düşerdik çıtkırıldık düşlerimizden
Açmazdı yüzümüzde pespembe yediveren
Nasıl da iç yakardı çatlağı
Nasıl da için için kanardık
Ve
Her canımız yandığında
Öpücük sürerlerdi kanayan yaramıza
Bir öpücüğe biz
Bin bilet keserdik mavinin tüm tonlarına
Yazık
Şimdi
Harabeye dönüştürülmüş düşler sürüsünü güdüyor
Hayalleri ipte sallanası günah keçileri
Nerede sözün senet sayıldığı o ahşap evler
Bardak bardak içilen dostluklar nerede
Ihlamur kokulu gecelerde
Beşik sallayan eller türkü yakan diller nerede
Nemli bir rüzgâr esintisi gibidir
İçimde mahsur kalmış aksak hüzünler
Biliyorum her perdeyi kapadığımda
Hep o topal kuşlar konacak
Sinema şeridi gibi uzayan içte ukde kalan yıllara
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

















































