KOKUŞMUŞ HAYATLAR
Avı, avcıya götüren köpeklerin sayısı
Çoğalmıştı dünyada
At izi, it izine karışmıştı
Herkes korkar olmuştu altındaki yamalı minderi kaybetmekten
Çok geç!
Kumar masalarında atılan zarlarda
yitirildi insanlık.
Kimin cebi dolgunsa onun önünde
Daha çok eğildi millet.
Onur,
Seref,
Haya,
Sevgi,
Dostluk,
Emek,
Vefa,
katlanıp raflara kaldırıldı
Naftalin kokularıyla...
Ölü bakışlar süsledi cehennemi.
Herkes odununu çoktan yüklemişti heybesine...
Cahillik filizlenip boy verdi
Cümle toprağa..
Hainlik pusu kurdu sisli yollara
Eşkiyalar türedi
Sefil,
Arsız,
Dilsiz....
Sarhoşların leş ağzına meze oldu
Şatafatlı vitrinlerin yansıması olmuştu
Sahte yaşantılar
Etiketler ve fiyatlar vardı
Kişilerin, kişisizliklerini örten
Pis nefislerini, kokuşmuşluklarını
Gizleyen pahalı parfümler
Ve takma adlar...
Kimin eli kimin cebinde belli değildi
Kuzu postunda kurtlar
Dolaşır oldu beton yığınlarının arasında
Hançerin nerden gireceğinin hesabını
Pisagor bile açıklayamadı.
Öznesiz ve özensiz cümleler....
Ne?
Neden?
Nasıl?
Soruları havada asılı kaldı..
Dedikodu,
Haset,
Yalan,
Dolan,
Nefret,
Kibir,
Aç gözlülük,
Ortalıkta kol gezdi.
Şeytan ağzı bir karış açık
Alkışlarla seyredaldı....