ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 30-01-2023 15:55

Kavuşmak

Yazan: Ahmet Keskin -KAVUŞMAK

Kavuşmak

KAVUŞMAK 

Son mektubunda, "Yakında yanındayım" yazmıştı. Satır satır özlem yüklü mekubunu tekrar tekrar okumuş, içinde sevinç kelebekleri uçuşuyordu.O bir öğle vakti ya da akşam üstü çıkıp gelecek, kapıyı çalacak, ''Ben geldim" diyecekti. Ayrılık son bulacak, görmediği çocuğunu kuçaklayacak, sarılıp sarmaşacaklardı. O günün hayali içinde mektubu zarfa yerleştirdi. Masa üstündeki kitapların üstüne koydu. Çerceveli resmi kendisine bakıyordu:
-Özledim seni.
Alt kattan kayınvalidesinin sesi çınladı.
-Ayşe
-Buyur anne.
-Neredesin kızım?
-Yukarıdayım.
-Gelir misin?
-Geldim annem.
Hemen merdivenlere koştu. Dikkatle aşağıya indi. Yaşlı kadın yere serdiği sofra bezi üstüne hamur leğenini koymuş, kattığı una tuz ilave ediyordu.
-Ne yapacağız anne?
-Börek açalım.
-Yapalım.
-Kızım ben ıspanakları temizledim. Yıkadım. Ben hamuru hazırlarken sen onları doğra.
-Tamam anne.

Hemen mutfağa koştu. Naylon leğende ıspanaklar, yanında soğan, maydanoz kendisini bekliyordu. Kesim tahtasını, bıçağı dolaptan çıkardı. Bir küçük leğeni doğradıklarını katmak için hazır etti. Kesme tahtasına aldığı demetten kökleri ayrı kesip yaprakları doğramaya durdu.
-Köklerinden ekşili haşlama yaparız.

Eli işte aklı kocasında düşünceden düşünceye geçti. Askerlik için ayrılmışlardı.Taze bir gelinin erini beklemesi zor olsa da sayılı gün geçip gitmişti.

-Hafta sonu burada olur.

Tüm vücudunu tatlı bir heyecan sardı.Titredi.
-Yatağım ısınacak.

Heyecandan yüzü allandı.Kapıya doğru baktı gelen var mı diye. Yoktu. İşine devam etti. Kaynanasının sesi çınladı.
-Hamur tamam.
Karşılık verdi.
-Az bir işim kaldı annem.
-Tamam, tamam.
...
Yerde yastıgeçte açtığı yufkaları tepsiye seriyor, kaynanası düşüyor, içlikten seriyordu.
-Ayşem sen ne iyi bir gelinsin kızım.
-Sende iyi bir kaynanasın,ben çok şanslıyım annem.
-Annem diyen dillerine kurban olurum senin. Has kızımdan daha yakınsın bana.
-Sağol annem.
Aynı çatı altında güzellikler içinde yaşaya gelmişlerdi bugünlere.
-Rıfkı seni alırda şehre taşınırsa, diye korkum var.
-İş yok köyde. Şehirde sigortalı iş çocuklar için, gelecek için gerekli annem.
-Bizden sıkıldın mı?
-O nasıl söz annem. Sen başımın tacısın. Siz de gelirsiniz.
-Biz şehirde yaparmıyız bilemiyorum?
-Birlikte her işin hakkından geliriz annem. Zaten burada neyimiz varki? Altı üstü iki tarla. Onları da Nerminler eker diker.
-O hayırsızlara zırnık yok.Baban ektirir, hasattan hasata gelir biçtirir.
-O gün gelsinde.
...
Tepsi dolmuş, ikinci bir tepsiye geçilmişti.
-Bunu da Nerminlere yapalım.
-Yapalım annem.

Oklava sesi odada dolaştı durdu.İki kadın dereden tepeden lafladılar.
-Şehirde yaşamak masraf ister.
-Ben de çalışırım annem. Bir ucundan ben tutarım. Siz bizlen olduktan sonra herşeyin bir kolayını buluruz.
-Buluruz değil mi güzel kızım.
-Buluruz annem.
...
Guzine soba ateşlenmiş, tepsiler sürülmüş, ortalık toplanmış, fincanlardaki kahveler yudumlanırken:
-Oğlum çok severdi ıspanaklı böreği.
-Geldiğinde yine yaparız annem.

Dudaklarına fincanı götürdüğünde mektuptaki son satır geldi gözlerinin önüne,
"Seni çok özledim Ayşem."
Bir yudum alıp yuttu. "Ben de özledim." diye mırıldandı.

-Birşey mi dedin kızım?

Yakalanmanın verdiği telaş ile döndü;
-Yok annem yok, ne güzel koktu ortalık.
-Koktu değilmi? Ellerimize sağlık.
Sobanın pat patları arasında iki kadın kahvelerini yudumlamayı sürdürdü.İkisini kafasının içinde şehrin günleri dolaşıyordu.
...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi