DENEME
Giriş Tarihi : 13-10-2023 22:57   Güncelleme : 13-10-2023 23:45

İsrail - Filistin Sorunu / Kemal Tekir

Yazan: Kemal Tekir -İSRAİL / FİLİSTİN SORUNU

İsrail - Filistin Sorunu / Kemal Tekir

İSRAİL / FİLİSTİN SORUNU

1948 yılında kurulan İsrail Devleti’nin, kurulduğu günden beri bölgenin sakinleri olan Filistin halkına yönelik uyguladığı baskıcı ve yayılmacı politikalar, Filistinli Müslümanların haklı direnişiyle karşılaşmış, iki taraf arasında birçok savaş yaşanmıştır.

Orta Doğu coğrafyasının enerji havzası olması, bölgede zengin petrol ve doğal gaz yataklarının bulunması; Batılı sömürgeci devletlerin bölgeye olan ilgisinin sürmesine yol açmış;

Arap-İsrail anlaşmazlıklarının temel nedeni, enerji pastasından daha fazla pay almak isteyenlerin dolaylı, dolaysız müdahaleleri olmuştur.

İsrail; sırtını Batı’ya ve en büyük hamisi olan ABD’ye dayamakta, Fırat ve Nil arasındaki toprakları “arz-ı mev’ûd”  (Yahudi halkına vadedilmiş topraklar) olarak görmekte, “siyonist projelere” uygun bir şekilde bölgede Büyük İsrail Devleti’ni kurmak için çaba sarf etmektedir.

Kararları alanlar, “küresel üst akıl” ve ona hizmet eden siyasi akımlar olmasına rağmen yaşanan çatışmalardan zarar görenler, -ne yazık ki- iki tarafın masum sivilleri olmaktadır. Zenginler, sıkışınca başka ülkelere kaçıp can derdine düşmekte, savaşın faturasını gelir düzeyi düşük masum insanlar ödemektedir.

7 Ekim 2023’te, Hamas Örgütü tarafından Gazze Şeridi’nden başlatılan yoğun saldırı, birçok soru işaretini barındırıyor.

Kendini “İşgalcilere direnen bir örgüt.” olarak tanıtan Hamas’ı; “terör örgütü” olarak gören Batılı devletler, İsrail’in gerçekleştirdiği zulme sessiz kalarak “Çifte standart.” içeren bir tutum sergiliyor.

Filistin Mücadelesi, çeşitli örgütlerin önderliğinde süregelen bir mücadeledir. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile başlayan direniş hareketi; daha sonraları El Fetih, Hamas gibi örgütlerin, bazen de Hizbullahçıların müdahil olduğu merhalelerden geçerek günümüze kadar gelmiştir.

Hamas’ın, elli yıl önce yaşanan Arap-İsrail Savaşı’nın yıldönümünde, sivilleri hedef alması asla onaylanmaz; ancak İsrail’in yıllardır Filistin halkına uyguladığı baskılar, sivillere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar da görmezden gelinemez. Hakkaniyetli olan yaklaşım; iki tarafın da kınanması, bölgede adil bir barışın 1967’de varılan antlaşmaya göre sağlanması, “iki devletli çözümün” hayata geçirilmesidir. Bu bakış açısıyla hareket edilmezse, savaşın genişleme ve yayılma ihtimali vardır.

İran, Çin ve Rusya’nın, yaşanan gelişmelere “dolaylı olarak” müdahale ettiği düşünülmektedir. Bir yanda Rusya-Ukrayna Savaşı sürerken diğer yanda Uzak Doğu’da Çin-Amerika gerilimi tırmanırken Orta Doğu’da patlayacak büyük bir savaş, dünyayı bir anda “Ateş topuna.” çevirebilir.

Savaş gemileriyle bölgeye gelmesi pek “Hayra alamet” olarak yorumlanmayan ABD’nin, İsrail’le birlikte İran’a karşı bir harekât başlatması savaşı genişletebilir. Bu savaşta ülkemizdeki ABD üslerinin kullanılması, Türkiye’yi savaşın içine çekilebilir. “Sözde müttefiklere” çok fazla güvenmeden, gerekli tedbirleri alıp hazırlıklarımızı tamamlamalıyız.

Türkiye’nin şu anda sürdürdüğü “itidalli politikalar” ve “Arabuluculuk çabaları” takdire şayandır.

Hedeflediği, "Tek Dünya Devleti Planı’nı" gerçekleştirmek için her yolu deneyen, yaşanan “Pandemi süreciyle” biraz mesafe alan “Küresel üst akıl” şimdi de “İklim krizi,” “Karbon ayak izi” yalanlarıyla ortalığı bulandırmaya, “Bölgesel krizleri ve savaşları.” tetiklemeye çalışıyor.

“Nükleer savaşı” bile göze alan bu oluşum; dünya nüfusunu azaltma, “Modern köleliğe dayalı yeni dünya devleti kurma.” hedeflerini 2030’a kadar gerçekleştirmek için uğraşıyor. Yakında bir “Uzaylı saldırısı senaryosuyla” karşılaşırsak şaşırmayın…

“Küresel üst akıl,” bir “çıbanbaşı” olarak insanlığın düşmanıdır. “İnsanlığın uyanışı ve kıyamı.” karşısında başarı şansı zayıftır. “Kapitalist sömürü sistemi,” ömrünü tamamlamıştır.

İnşallah; insanların barış ve huzur içinde yaşayacağı, sömürünün ortadan kalkacağı, adil bir dünya düzeni kurulur, akan kanlar ve gözyaşları durulur…

Devletimizin kurucusu, önderimiz, liderimiz Atatürk'ün bize emaneti olan “Yurtta barış, dünyada barış.” sloganının geçerli olacağı günleri, birlikte görmek dileğiyle… Hoşça kalın…

Editör: Hamit Gözümoğlu 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi