İNSAN HİKAYELERİ
bizimkisi taksirat da denilen bir hayat muhasebesi
modernitede tam karşılamasa da yazgı diyorlar
en çok musalla taşında bahse konu olur
cemaat topluca cümle hayat için total vedada bulunur
ölen kişinin bakiyesine helallik istenir
her olan bitenin defterikebirde kaydı vardır
yoksa yaşanmışlıkları tevatür sananlar olur
bazıları rivayet sanıp inanmaz
gerçi her söylencenin terkibinde
az da olsa bir tutam mübalağa olması
insan hikayelerinin destansı doğasındandır
yaşanılan her travmanın kaçınılmaz olarak
yüz kaslarında yarattığı tahribatı vardır
insan yüzünün topoğrafyasına
yaşanmışlıklar bir şekilde yerleşir
kır saçlara, yüz kaslarına
göz çukuru derinliklerine anılar gizlenir
beden örtse de sırlarınızı
yaşanan tarümarlığı gözler yüze vurur
özeliniz yalın bir çıplakla kendini ele verir
anlarsın ki yıllar benim kadar
sana da zulm etmiş
çoğu kez nasılsına verilmiş
titrek sesli ‘’iyiyim!’’ yanıtı usuldendir
dal kırılmıştır bir kere
yaprak düşmüştür nafile
dikiş tutmaz bir faidesizlik
neticede yürek vurgun yemiştir
aklımın fikrimin sen olduğu cesareti
boğazın derinliklerine gömülür
açığa çıkmaz
tamamlanmamış aşkın
eksik yaşanmışlıkların
tüketilmemiş ilişkinin
mutlak bir emaresi
taksirata saklanmiştır