GÜNCEL
Giriş Tarihi : 27-02-2023 21:31   Güncelleme : 28-02-2023 20:58

İlk Gözağrım Nurdağı’m

Yazan: Prof. Dr. Ahmet Güzel -İLK GÖZAĞRIM NURDAĞI’M

İlk Gözağrım Nurdağı’m

İLK GÖZ AĞRIM NURDAĞI’M

Tam 28 yıl önce başladım Nurdağı’nda kutsal öğretmenlik mesleğime. Sancı, idealistlik, enerji hepsi terrü taze. 

Öğretmen ihtiyacı vardı. Haftada 36 saat derse giriyordum, açığı bir nebze kapatmak için. Din Kültürü, Felsefe, Sosyoloji, Mantık, Psikoloji, İslam Tarihi… Bir günde 10 saat derse girdiğimi, çok kez gün sonunda sesimin kısıldığını hatırlıyorum. 

Kürsüde oturmuyorum, sınıfta dolaşarak anlatıyorum konuları. Bir kelime fazla öğretebilmenin, gözbebeklerimin dağarcıklarını doldurabilmenin derdindeyim. 

Meslektaşlarım da genç. Birlik beraberlik içinde gece gündüz sistemli çalışıyoruz.  Şükür emeklerin karşılığını aldık, mahçup etmedi öğrencilerimiz. Bir çok öğrencimiz ülkenin dört bir yanında ülkeme güzel hizmetler veriyor yıllardır.

Ve 6 Şubat saat 04.17. Zamanın bir dakikalığına durduğu o âfet anı. On bir şehrimizi tarumar eden deprem Nurdağı’nı da tarumar etti. Telefonla bağlantı kurmak için çabaladım saatlerce; ama nafile. Dualarla çare aradım kendimce. Nihayet özenle yetiştirdiğim gözbebeklerimden bir kısmını da kaybettiğimizi öğrendim depremde. Fidanı kurumuş, gülleri solmuş bir çiftçinin ruh hali, şu an ruh halim. Ama umudumu kaybetmedim hiçbir zaman; kaybetmeyeceğim de. Geçecek bu kara günler de elbette.

En azından isimlerini ölümsüzleştirme adına duygularımı kağıda/mısralara döktüm, cirmimce.  

Tüm vefat eden depremzedelerimize Rabbimden rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum tekraren. Allah tekrarından, beterinden korusun.

NURDAĞI’M
(Depremzedelerimize ithafen)

İlk göz ağrım, yüreğimde sürurum
Canlarına candım Nurdağı’m
Güllerim vardı onurum gururum
Yandı gülzârım, vîrandım   Nurdağı’m

Deste deste kavrulmuş da kül olmuş
Ahh! Gözlerde kanlı yaşlar sel olmuş
Veysel’im nâçar, saç yolmuş baş yolmuş
Duydum da Mecnûn’a döndüm Nurdağı’m

Söyle Veysel’im tek tek, ağır ağır
Yakup Hoca’nın ceb’i neden sağır
Neden cevap vermez kimedir kahır
Belki dargın, küstü sandım Nurdağı’m

441 Fatma yine derse geç kaldı
Ökkeş konuşanları yine sildi
Medine, Ali sınavdan yüz aldı
Hatıralara aldandım Nurdağı’m

Nerde ders verdiğim okulum 
Hani 5-A, ilim irfan kokulum
Nerde neferler, yiğitlik dokulum
Yokluğunda, vîran handım Nurdağı’m

Neredesin şimdi, ses ver Resul’üm
Henüz genceciktin naif Betül’üm
Bak unutmuş formasını Âdil’im
Anıları bir bir andım Nurdağı’m

Seher Kızı’m neşe doluydun oysa 
Kim demiş yiğit Hasan’ıma, hayta
Gönül Kızı’m dul, bir oğluyla yasta
Od düştü bağrıma, yandım Nurdağı’m

Hayatının baharındaydın Ali’m
Hallerinize tercümandır hâlim
Kalem kütleşti kalmadı mecalim
Oyy! Baldıranlara bandım Nurdağı’m

Bir dakikaya nasıl sığdı bunlar
Hani Nihallerim nerede canlar
Ne yürek dayanır ne beyin anlar
Kıyametler koptu sandım Nurdağı’m

Bilmem ki duyar mı sesimi Tevfik
Rabb’im Habib’ine eylesin refik
Kevser mekânınız, melekler vefik
Huşuyla arzumu sundum Nurdağı’m

Anlattı dün, Aksu Seydihan
İki yavrusu kurtulmuş enkâzdan
Der ki “bağışladı Yüce Yaradan”
Tevekkülüne hayrandım Nurdağı’m

Yurdun her köşesi gönlün sarayı
Devlet millet saracağız yarayı
Görüp el ele yardımı, duayı
Can-ı gönülden inandım Nurdağı’m

Rabb’im sabır sebat ver bizlere
Acılar tarifsiz, gelmez sözlere
Artık çıkar kullarını düzlere
Dualarda andım,  andım Nurdağı’m
(Ruhlarına Fatiha)

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi