DENEME
Giriş Tarihi : 24-06-2023 21:32

Hoşgörü / Elif Güler

Yazan: Elif Güler -HOŞGÖRÜ

Hoşgörü / Elif Güler

HOŞGÖRÜ

Hepimiz hür iradesi, özgün hayatları olan bireyler olduğumuz gibi aynı zamanda bir toplumun parçalarıyız da. Toplumdan kopmamız, ilelebet ferdî yaşamamız imkânsızla eşdeğer. Bir renk kartelası gibi hepimiz ait olduğumuz toplumun içerisinde farklı, kendine has, çeşit çeşit düşünce yapılarına, inançlara, değer yargılarına sahip olabiliriz. Bu gayet olası ve kültür zenginliğimiz adına da olması gereken bir durum.

Fikirlerimiz, inandıklarımız birbiriyle örtüşmeyebilir; birimizin ak olarak nitelendirdiğini bir diğerimiz kara olarak hissedebilir ve tanımlayabilir de. Ortak paydalarda buluştuğumuz kadar birbirinden zıt kutupların bir parçası da olabilir yaşantılarımız.

Aynı veya benzer olma halinde sorunlar yaşanmaz çoğunlukla. Fakat birbirinden uç noktalarda çatışmaların, kaosun çıkması an meselesidir kimi zaman. İşte bu tehlikeli durumları önlemek, nahoş olaylardan kaçınmak adına insani erdemlerden en güzeli hoşgörü girer devreye.

Hoşgörüdür soğuk havaları yumuşatan, kararan ortamı aydınlatan, soluklar kesildiğinde temiz hava üfleyen. Orta yolu bulabilmekte gizlidir mahareti.

Birbirimize benzediğimiz yanlarda herşey sütlimanken birbirimizden ayrıştığımız noktalarda kopacak fırtınayı engelleyendir hoşgörü. İnsan olmanın özüdür farklılıklar.

Elbette benzeşmediğimiz yönlerimiz de olacak. Bunları düşmanca karşılamak yerine muhatabımızı dinleyebiliyorsak, zıt fikirlerimizin karmasından daha önce adlandırılmamış yepyeni bir düşünce oluşturabiliyorsak veyahut karşımızdakinin benimsediği bize son derece tersse bile, onun tezini kabullenmesek dahi saygıyla yaklaşabiliyor, kendi fikrimizi empoze etmeden onunla istişare edebiliyorsak, paylaşımda bulunmaya devam edebiliyorsak hoşgörünün güvenli limanına sığınabilmişiz demektir.

Uzay çağı, teknoloji çağı, üretimin çeşitliliği ve yüksek hızı derken birçok şeyin ivedilikle tüketildiği dönemlere denk geldik istemeden de olsa. Kasıt bu değildi belki ama tüm yenilikler, buluşlar bizi bu yöne doğru sürükledi. Seri tüketimin sonucu olarak insanlar çoğu şeyi özüne tam vâkıf olamadan hızla yaşayabiliyor ve iletişimde de bu yüzden kopukluklar, eksiklikler meydana gelebiliyor. Ne karşımızdakine derdimizi tam anlamıyla aktarabiliyoruz, ne yeterince destek alabiliyoruz muhatabımızda.

Zaman bile ardımızdan kovalıyor gibi kimse birbirine yetişemiyor. Bu beraberinde birçok problemi yaşatıyor insanoğluna. Yanlış anlamalar, birbirine yabancılaşma ve gitgide yalnızlaşma. Bir araya gelebildiğimizde hızına yetişemediğimiz hayat yüzünden uzun uzadıya konuşup olayları tahlil edemediğimiz için kırılganlıklar, kabullenmeyişler baş gösteriyor.

Empatiyi aramızdan kaldırıp saygı çerçevesinden çıktığımızda öfke patlamaları yaşanıyor. Bu ne yazık ki çağımızda çok sık düşebildiğimiz tuzaklardan biri. Ama savunma kalkanı olarak hoşgörüyü yanımızda taşıyabilirsek birçok zorluğun üstesinden gelebilir, hayatı insanca yaşanılır ve katlanılır kılabiliriz. Tüm mesele saygıyı elden düşürmemekte, sınırlarımızı ihlal etmemekte ve birbirimizi layıkıyla dinlemekte gizli.

Elbette fikirlerimizi karşılıklı olarak hür, baskılara maruz kalmadan beyan edebilmeliyiz. Ama birbirimize dikte etmeden, keskin çizgiler çekmeden yapabilmektir mühim olan. Kendi düşüncemizi savunurken dahi karşımızdakini rencide etmemek, muhatabımızın kutsal alanlarına cebren girmemek, özünde birbirimizi idare edebilmektir esas olan. 
Pasif bir kabulleniş değildir hoşgörü.

Ortada büyük bir yanlış, aykırı bir durum söz konusuysa bunu görmezden gelmek değildir. Haksızlığın karşısında elbette insanlığın yararına olan doğruluğun peşinden gitmeliyiz ama güzel bir üslûpla. Öte yandan, insanlığın zararına olmadığı müddetçe herkesin kendi doğrularına sahip çıkma hakkı olduğunu bilerek bizim doğrularımıza ters düşen söylemlere hiddetle değil sakin ve sabırlı bir şekilde kulak kesilmek, gerektiğinde tahammül edebilmek, kimsenin kimseden üstün olmadığına inanarak özgürlükçü ve eşit bir ortamda fikirleri konuşturabilmektir hoşgörü.

Bertrand Russell'ın dediği gibi hoşgörü, ortada suç olmadıkça düşünceleri için kimseyi cezalandırmamaktır. Hızla akıp giden meşakkatli hayat yolculuğumuzda insanın fıtratında var olan bu güzel hasleti ön sıralara koyabilirsek hem maddi hem manevi anlamda rahatlığı ve orta yolda buluşabilmenin hazzını da tadıyor olacağız.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi