HAYALLER ve TESLİMİYET
İnsanın, hissiyatı güçlü ve iyi bir kalbi varsa ve de psikolojisi düzgünse, sanki herkesi anlayışla idare etmek misyonu da, ona düşüyor.
“Aman o kırılmasın, aman şu kırılmasın” derken, bir de bakmış ki, insan en çok da kendini kırıp dökmüş ve de incitmiş.
“Bana ne?" diyemedikleri bencilce; "Sana ne?" derken, insan savunmasız bir şekilde, öylece ortalıkta "çırılçıplak" kalakalmış!
Üstelik, iyi niyetten vuranlar yüzünden, insanın artık kolay kolay kimselere güveni pek de kalmamış.
İyi kalplilerin vurulduğu bu zaman ve bu dünyada, iyi niyetinden emin olmadıklarının yanında, insanın hâlâ kanatlarının olup uçabileceğini söylememesi gerek!
Aman duymasın, bilmesinler..!
Çünkü onlar, kıskanç, hasetçi zihniyetleriyle ne yapar ne eder, muhakkak bir yolunu bulup acımasız bir şekilde büyük bir keyifle o kanatlarınızı kırarlar da. İnsanın bir daha uçmaya mecali kalmaz.
Siz, siz olun, tüm kalbinizle Yaradan’ın içinize koyduğu o manevi rızık ile bin kere yere düşmüş olsanız da, kendinize inanmaktan ve duanın gereğini yapmaktan asla vazgeçmeyin.
Çünkü hiçbir zaman geç değildir yeniden başlayıp yeni yollara koyulmaya!
O hayallerin gerçekleşeceğine inanıp bu konuda gerekli çabayı sarfettiğinde insan, bir gün hayallerin sahibinden, hayalini kurduğu her ne varsa ya da daha hayırlısıyla değiştirilerek, kendisine vakti geldiğinde, en güzel haliyle ikram edilir.
Teslimiyet ne güzel bir ikram; sevilen tarafından sevene sevdiği ve talep ettiği kadar verilen ve de şükür sebebi olan. Öyle değil mi?
Unutmamak gerekir, ne ev sahibiyiz bu alemde ne de kiracı... Sadece misafiriz!
Geçip gideceğiz buradan asıl vatanımıza!
Ve son söz olarak da şunu ekliyorum; unutmayalım ki, kalp ile teslim olmadıkça beden ile teslimiyetse asla işe yaramazken teslimiyeti "İsmail" olanın, imtihanı bıçak olsa ne olur ki."
Vesselam..!
