GÖĞÜN DANSI
Yavaşça gelir akşamın esintisi,
Sokulur yanı başıma sessizce,
Göğün mavisi balkonumda kızarırken,
Yaz sıcağı hasretler ateşinde,
Soluk ay batarken sularda,
Sesimde titreyişi gel demenin,
Sesimde sessizliği özlemenin…
Bir kadife dokunuştur ellerin,
Gün yanarken bulutlarla,
Kırmızı bir şaraptır
Balkonuma uzanan salkımlar...
Bak pencerem de karanlık,
Perdelerime sinmiş haretin,
Üzüm gibi mayalanırken ezberim.
Kara kapkara bir şey bu,
Nasıl ki sözler var dilimde...
Uykularım karalar giyinmiş bak,
Beklerken gözlerim aydınlığı,
Kuşları salıyorum gökyüzüne,
Yazılıp silinmiş satırlar her birinde,
Biraz kırık, biraz dökük, biraz paramparça,
Yalnız yürünmüş sokaklarda,
Mırıldandığım şarkılar eşliğinde,
Duamdın,
Bedduam olma…
Ne zaman çarpsa rüzgâr kapımı,
Sen sanıp koştuğumu,
Demedim sana,
Demedim sana,
Sana benzettiğimi sokakta birini,
Peşinden gittiğimi,
Düştüğümü...
Hiçbir ağaca yaslanmadığını yalnızlığın,
Bir yudumda boğulduğumu,
Denizlere sığmadığımı,
Ben seninle gökyüzü, yokluğunda geceydim,
Ay yoldaşım, sırdaşım...
Artık yıldızlarını tutamıyorum geceleri,
Karanlığı yırtıp gelmeli ışık dediğim,
Sesin gibi…
Senin gibi…
Koklar gibi bir çiçeği,
Sahi sevdin mi sen de benim gibi?