GELİNCİK MİSALİ
Kanatlarımın orta yeri gelincik tarlası
Ne vakit açmaya dursa kış çöküyor
Hazana denk düştü, çiçeğimin hikayesi
Yaşayamayan kelebeğin yol yorgunu gibi
Göğsümde Zümrüdüanka ölüsü
Ellerimde gelincik döküntüsü
Susturdum içimde tüm şiirlerimi
Vazgeçilemeyen bir kaderin intihar sahnesi gibi
Dinle afeti devranım dinle,
Yüzüme düşen sessizliğin lirik ezgisini
Yüreğime tütün karası serpti dilin
Döküldü yüreğimin bir bir karanfilleri
Ben örterken seninle kalbimi
Al aklım gibi de hislerimi
İncir sütü içirdim tüm dizelerime
Ve Nil yeşili gözlerin gibi
Ellerimde yılların kesif, küf kokusu
Yüreğimde dağılan tesbihlerin sığanağı ağlamaklı
Gölgeler ağlar duvarda asılı kalınca
Yürek aynam kırkyamalı düş gibi
Sedef kokmalı suskunluk can yarası
Solar gelinciğimin kırmızı tonu, eskir düşlerim
Sultanıyegâh küser, ben küserim şimdi
Şeker köpüğü yaralarım kaldı gül çürüğü
Gergef işleyen parmaklarımın yarasından
Yarım kalan aşkların baharından
Zaman artığı gibi düşlerimden
Külü külüme, seni ömrüme kattım
Yüreğim yıldızdan yıldıza sürgün
Yaşamak adına verdiğim ödün
Emanettir yüreğimde tüm sözün
Sana tutunuyorum gecem günüm..