GECE VE SİS
Uyanışlarım, bir sesin gölgesinde,
Asılmış nutkum kör kuyulara.
Duymaz kimse içimde kırılan zamanı.
Çarparım; kendime,
Sessizliğime,
Çırpınan avazlarıma,
Baş kaldırışlarıma!
Gözlerimden sızıyor gece.
Taş kesilmiş yıldızlar,
Her biri bir sinin içinde.
Yalnızlığım, omuzlarıma çöken pus;
Bulamıyorum kendimi,
Hissediyorum sadece
Hüzne dair ne varsa dolan içime.
Geçtim kendi içimden bu akşam,
Batıyor nefesime can kırıklarım.
Aynalar susmuş,
Sırrına dolmuş hislerim,
Ardında, gizlenmiş kederlerim.
Kuşun teleğindeydi kaderim,
Döküldü bulutlardan.
Unuttum adımı,
Fısıldarken anlamını rüzgâra,
Gökyüzüyle aramda ince bir yara.
Belki de hiç doğmadım da
Karanlıklar doğurdu beni.
İşte hâlâ oradayım;
Geceyle, sisin arasında bir yerde!
Arıyorum izimi,
Kül olmuş bir masalın içinde.
Anladım ve sustum zamana...
Görülmemek,
Daha çıplaktı görünmekten belki de
Duyulmamak,
Sessizliğin en yüksek çığlığıydı bazen;
Dolarken içime zifiri yalnızlığım.
Ben, geceyim.
Ben, sisim.
Aramızda kaybolan her şey
Aslında bendim.
***
Editör: Suna Türkmen Güngör

















































