ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 10-07-2024 21:05

Evlenmek Lazımdı / Hamdi Tabanlı

Yazan: Hamdi Tabanlı -EVLENMEK LAZIMDI

Evlenmek Lazımdı / Hamdi Tabanlı

EVLENMEK LAZIMDI

Yine bahçede ağaçların altında oturmuş, yarı dalgın bir şekilde sağ dizinin altına bastonunu dayamış düşünüyordu. Gelini seslendi; “Baba yemeğini getireyim mi?” diye, o da ona saati sordu; “Saat 12.oo.... Öğle olmuş” dedi, oysa midesi saat gibiydi.

Günde 5 öğün yemek yer ve her öğünün saatini midesi otomatik olarak bildirirdi. Demek ki bugün, cebinde taşıdığı üzüm ve leblebiden biraz fazla kaçırmıştı. “Getir” dedi ve yemeği yedi. Gene yemekten sonra gelen ter ve sıkıntı ve arkasından sırt üstü yapılan istirahat ve bir müddet sonra gelen çay saati. Hepsi her gün aynı şekilde tekrarlanıyordu.

Böbreğinin tekini aldıralı 25 seneyi geçmişti, fazla hap almak istemiyordu. İlk eşi çocuklarının annesi vefat etmiş, ikinci defâ evlenmişti. Evlendikten bir sene sonra böbreğinin tekini aldırmış, tek böbrekle bugünlere kadar gelmişti. İkinci hanımı da vefat edince bende fazla yaşamam, yaş 65'e geliyor ölürüm diye düşünmüş, tekrar bir evlilik yapmamıştı.

20 seneyi aşkın küçük oğlu ve gelini ile birlikte kalıyordu. Gelini ona iyi bakıyor, hizmetinde kusur etmiyordu. Bazen oğlu ile birlikte gelinine de kızıyor, bağırıyordu ama, birbirlerine alışmışlar kimse kimseye alınmıyordu, Onlar için de hayır duasını eksik etmiyordu. Midesini aldırıp köye geldiğinde hayli bitkindi, ihtiyaçlarını zor gideriyor, hayıflanıyordu. Öyle zamanlar oluyordu ki, oturduğu yerden kalktığında bir iki dakika dikilip kendisine gelmesini bekliyordu.

İşte böyle bir zamanda, yurt dışından yaşayan oğluna şöyle dedi; “Ah kafa! evlenmek lazımmış, adama böyle zamanda karı gerekiyormuş, böyle olacağım aklımdan hiç geçmemişti.”

Lâkin bundan böyle o işte çoktan geçmişti. Ne evlenecek yaşı, ne de olumsuzluklara yetecek gücü kalmıştı.

Bir müddet sonra gücü toplanmış, tekrar neşesi yerine gelmiş iştahı açılmıştı. Bu sefer de; “Evlenip de ne yapacaktım. Bakarsın iyi bir insan çıkmaz, hem beni üzer hem de çocukların başına bela olurdu, iyi ki evlenmemişim, bak işte idare edip gidiyoruz” diye kendini teselli etti.

Geride kalan yıllarda beraber ömür sürdüğü, bir yastığa baş koyduğu hanımlarını düşündü. Her ikisini de ayrı ayrı içinden yâd etti. Sessizce; “Allah onlardan razı olsun beni üzmediler, incitmediler, yormadılar, mekânları cennet olsun, kabirleri pür nur olsun” dedi.

Odasına çekilip yine alışıla gelmiş şekilde kanepesine uzandı, eline havlusunu alıp gözlerini kapattı.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi