DÖNSEN DE BİR DÖNMESEN DE
Kekik kokusu gelir uzaklardan
Burnumda tütersin buram buram
Kır çiçeğim ,yaban gülüm
Yüreğime işler sindiremediğim sensizliğin acısı
Yüreğim baharına cemre düşmeyen buz kütlesi
Bağrımda köz olmuş sönmeyen bir kor
Kör olmuş gayrete düşmez sevgi
Tesbih niyetine çektiğimiz sabırda tükendi
Canı yanar yokluğuna ağlayan,
Varlığına yazdığımız şiirlerin
Zira yitirdim benliğimi
Ne acılarımı dindirebiliyorum,
Ne özlemini.
Yokluğun bana ölüm
Yokluğun bana zulüm
Sen nasıl bir sancısın böyle
Nasıl bir sevda
Nasıl bir yürek ağrısı
Bu nasıl bir özlem
Aklım ruhum firari
İçimi yakar bağrıma düşürür sonsuz bir kış
Üşürüm tıpkı hayallerim gibi
Isınmaz bedelini ağır ödeyen bedenim
Bükülür boynum yetim bir çocuk misali
Omzuma düşer derin bir sancı
Solar benzim
Genzimi yakar sen diye yutkunduğum kelimeler
Bilmiyorum üzülür müsün sen de benim gibi ?
Sever, özler misin?
Acı yüreğinden tüm bedenini sarar mı?
Dolanıp durur mu hiç can yanığı gibi teninde
Evim sendin
Gecem gündüzüm sen
Hayatımı alt üst eden ekinoksum
Mevsimini şaşırmış ömrüm
Tüm gücümü kaybettim.
Bana vereceğin fidelerin ile yeşermek
Ve umut olmanı diliyordum
İstiyordum ki bir ömür cennetim,
Mutluluğum olasın.
Olmadı beceremedik.
Bir firağın girdabında yok olduk.
Yoksun yine de varlığından tek bir ödün vermiyorsun.
Yüzünün iz düşümü düşüyor odama
Hüzün yağıyor hücreme
Bana şekil veren kara çit ormanım,
Artık sabrın son demindeyim.
Görüyor musun ?
Eğri çamların içine düştü bir kor ateş!
Yakıp yıktı.
Bitirdi güzelliğini,
Yitirdi gizemini ,
Artık, sonsuz ve çırılçıplak bir ormanda hüzün yolcusuyum.
Gayrı dönsende bir dönmesende...