ŞİİR
Giriş Tarihi : 03-09-2022 03:37

Darbukacı

Şiir: Erdinç Küçükkaya - DARBUKACI

Darbukacı

DARBUKACI

Bir elinde giysi dolu bavulun  Omuzunda darbukanla davulun
Geç kalmış yolları açın savulun  Sırtında hep yükün var darbukacı

Üstün başın tozlu dağılmış baş saç Sofra buldun otur sopa buldun kaç
Uzun yoldan geldin bak karnında aç Yemek var mı yok mu sor darbukacı

Sahneye azıcık zaman kalmıştır  Herkesi ufaktan telaş almıştır
Gevşemiştir vida deri salmıştır  Akort et aleti ger darbukacı

Orda otur derler bazen de burda  Bazen görünmezsin uçta kenarda
Bazende kalırsın iki arada  
Oturacak yerin dar darbukacı

Bazısı gamsızdır sanırsın biblo  
Kimi homurdanır yetişmez kablo
Her işe koşarsın hep aynı tablo  Sahnede düzeni kur darbukacı

Sahneye çık derler siz yemek yerken 
Hep müzik isterler olsa da erken
Assolist çıkmadan çalıp söylerken  Çıkmalı hep sesin gür darbukacı

Elinde ışıklı toprak çömleğin  Simsiyah elbisen beyaz gömleğin
Pabuçların rugan simli yeleğin 
İpek kravatın mor darbukacı

Müşteriler gelmiş mekan hep dolmuş 
Assolist havalı pek te şık olmuş
Zaman gelmiş saat dokuzu bulmuş Soliste sırayı ver darbukacı

Program başlamış ortam şahane  
Hiç hata payın yok bulma bahane
Peşrev de çalındı bitti son hane  Artık ilk şarkıya gir darbukacı

Müziğin kalbisin geçmeli sözün  Bozuntuya verme gülsün hep yüzün
Maestroda olsun kulağın gözün  Sazları solisti sür darbukacı

Bak herkes bekliyor tutmuş nefesi  
Solist panik atak bu neyin nesi
Sazlar bastırmasın duyulsun sesi 
Tam sırası esi vur darbukacı

Solist telaşlıysa seni duyamaz  Korkudan panikten sana uyamaz
O sineye çeker susar kıyamaz  Yinede fırçayı yer darbukacı

Zanneder dünyada tek solist o dur  Yanılsa da der ki doğrusu budur
Dur dersin hızlanır hızlansan durur  Nasıl katlanırsın sır darbukacı

Sen yol gösterirsin uyanmaz aymaz Sabit fikirlidir huyundan caymaz
Sineye çekersin kulağın duymaz  Her zaman bir gözün kör darbukacı

Şarkıya gir dersin öylece bakar  
Hem detone hem de ritmden çıkar
Kendinin suçunu üstüne yıkar Velhasıl bu işler zor darbukacı

Sazlara uymadan kendin yırtıyor  Sinirler gerilmiş panik artıyor
Sen sabır ettikçe şeytan dürtüyor  Diyor kafasını kır darbukacı

Maestro sinirli yağıp esecek 
Ona dişi geçmez sana küsecek
Belkide şarkıyı o an kesecek 
İşaret gelirse dur darbukacı

Solistin sazların kaprisi bitmez 
Ya mikrofon eksik ya sesin gitmez
Sen kusur örtersin teşekkür etmez Her zaman görürler hor darbukacı

El alem işini kolay sanıyor  
Bilmezler yoruldun canın yanıyor
Patlamış nasırlı elin kanıyor  
Yaralı parmağı sar darbukacı

Böyle uyumsuzluk binde bir olur  Sazlar tabancaysa solistte okur
Bir ahenk içinde sahne son bulur 
O zaman olursun pir darbukacı

Bazen bir müşteri sana bulaşır Densizce konuşur itçe dalaşır
Kulak asmaz kemancıyla dolaşır  İstek var mı yok mu der darbukacı

Etrafı takip et fırlayıp hopla
Kapmasın çocuklar her yana zıpla
Pistte yerlerdeki parsayı topla
Saçılan parayı gör darbukacı

Onca masa gezdin aldın parayı  Kazanırken seçtin akla karayı
Toplayıp birleştir alaturayı 
Bahşişi ortaya ser darbukacı

İşler iyi ise muhabbet koyu 
İş kötü giderse değişir huyu
Bazen esirgerler bir bardak suyu  Haksız davranışlar kor darbukacı

Herkes ekmek yesin murada ersin  Götürsün evine sofraya sersin
Çok şükür Yaradan bereket versin  Ne alırsan o gün kar darbukacı

Dağılır müşteri ışıklar söner 
Geçer yorgunluğu kaygısı diner
Kazanmış rızkını evine döner 
İş bitince gönlü hür darbukacı

Baba sensin sensin evdeki direk  Korlu mangal gibi olmalı yürek
Ekmek kavgası bu katlanmak gerek Ortamı çekemez her darbukacı

***

"Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş"
derler.Acaba öyle mi?
Gelmiş geçmiş bütün ritm emekçisi meslekdaşlarıma ithaf olunur.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi