KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 28-05-2023 14:43

Bir Kitap: Kesik Hatıralar / Ashley Winstead

Yazan: Işıl Işık -BİR KİTAP: KESİK HATIRALAR / ASHLEY WİNSTEAD

Bir Kitap: Kesik Hatıralar / Ashley Winstead

BİR KİTAP: KESİK HATIRALAR / ASHLEY WİNSTEAD

Roman
Türü: Gerilim
375 sayfa

Bugün sizlere Soysal Yayınevi'nden çıkan çevirisi Ahen Sena Yılmaz'a ait, yazar Ashley Winstead'ın yazmış olduğu "KESİK HATIRALAR" ismli gerilim romanı tanıtmaya çalışacağım.

Zaten kitabı ilk götdüğüm anda gerilim romanı olduğunu hemen anladım. Kapak resmi oldukça dikkat çekici, biraz da ürkütücü. Belli ki burada hafif açık makas ve önüne damlayan kan damlaları bir cinayet ve onun suç aletini gösteriyor. Tabi başarılı da buldum okuyunca. Ben her zaman kapak resmi ve konu içeriği eşleşen, örtüşen romanlara ayrı bir ilgi ve merak duyuyorum. Bu eşleşmeye özen kitabın da kaliteli, önemsenmiş, emek verilmişlik izlenimini gösteriyor. En azından benim için değerli bir kriter. Düşünün en ufak bir nesneyi, eşyayı alırken bile gözümüze, gönlümüze, ihtiyacımıza ve mantığımıza hitap etmesini arzu ediyoruz. Kitapsever bir kitle "beni oku, beni al" vizyonu içinde, isteğinde. Hayattaki seçimlerimiz her konuda kaderimizi belirliyor.

En önemlisi kitap alırken kitabın kaderini de ellerinize alıyorsunuz. Okudukça da şekillendiriyorsunuz beyninizde. İstekleriniz, coşku, heyecan, merak, aşk, bilgi, vs yönünde olabiliyor çoğu zaman. Kimbilir hangi duyguya açlık çekiyoruz o sıralar? Seçimlerimizin de ana temelini oluşturan gerçek sebep işte bu!.

Esasen psikolojik ve gerilim türü bir bakıma kendimizi arayışımızdır. Belki kitabın hayal gücümüzü ne oranda taşıdığı, bozulmayacak bir büyü aurasında kalmanın heyecanı, olay örgüsü, organik bir şekilde karekterlerin korkularından, arzularından ve bunların birbirleriyle etkileşimi, hikâyenin hangi renklerle kodlandığı, aşk, gerilim, aksiyon, kan, cinayet, zekâ oyunları, ters köşe mantığın tezahürü gibi duyguların rüzgârında savrulan hayatların kokusu bizi kimbilir hangi anıların iklimine taşıyor.

Acaba korktuğumuzda, endişe ve çıkış bulamadığımızda, hem yanlış hem doğru çizgisinde hangi tarafta kendimizi bulacağımıza yaşayan kahramanlarla yön çare ve bazen de "asla olmaz", "ben olsam böyle yapardım" diyebiliyoruz. Ve arka fonda gerçekte zihinsel jimnastik yapıyoruz, hem de bilmeden!

Buram buram üstünüze sinen bu aroma, roman bitse de etkisi devam ediyor. İşte sevgili okuycu, "KESİK HATIRALAR" böyle bir kitap. Herkes kendinden bir şeyler bulacak.

Roman 45 bölümden oluşuyor. İkili zaman çizelgesiyle ilerliyor. Günümüz ve on yıl öncesi şeklinde. İnanın öyle ilginç ki kitap, tam heyecan dorukta, tam yarış atındasınız bitiyor olay çözüldü "katil bu", "kesin o yaptı" derken hooop başka bir olay örgüsü birinin öldürme sebebi kendince mantıklı top onda varış çizgisine daha yakın. Katil kim? akıntı ne yöne?, aman, el aman "nereye düştüm ben?" diye diye sonlara doğru kedi yumağı çözülüyor, derin bir oh çekiyorsunuz. İşte yazarın gücü, bileğinin kuvveti budur diyorsunuz. O kadar kafa yordunuz, gizeme kapıldınız, şaşırmanın hazzı, dilin güzelliği, temponun heyecanı, kahramanların verdikleri tepkileri görme açlığında boğuldunuz ve son bölümde katilin kimliğini gördünüz. Hem de 375 sayfalık romanda.

Pek çok karanlık nokta, bastırılmış anılar, güvensizlikler, aşk, sırlar, travmalar, toksik arkadaşlıklar, aldatma, beklentiler, ego, kıskançlık ve hırs tavan yapıyor "KESİK HATIRALARDA"

Altı arkadaş var, bir üniversite buluşması, çözülmemiş bir cinayet. On yıl sonra kendilerinden bile sakladıkları sırlarla bir araya geliyor. Özellikle ana karakter Jesika hepimize tanıdık gelebilir. Zira başkalarının onayı ve değeri ölçüsünde kendini tanıma çabasında bir karekter. Öz güveni var ama yok. Babasının inşaa ettiği zoraki bir evlat. Jesika Miller Duquette Üniversitesi'ndeki buluşmaya göğsünü gere gere gider. Heater'ın ölümünden sonra 2.Gözde kız ünvanı 1.Kız olmaya yükselir. Ayriyeten, altı arkadaşı birbirine bağlayan köprünün en önemli ayağıdır. Fakat buluşmada herkes Heater'ın öldürüldüğü geceyle yüz yüze kalacak, eteklerindeki taşlar bir bir düşecektir. Sırları saklamak kolay olmayacaktır. Karanlık bir kampüs ortamı, aşk, cinayet, hırs üçgeninde tutsak kalınacak değerde bir ilerleyişle düğüm çözülecek. Bağımlılık yapan, sürükleyici ve psikolojik gerilimi doruklarda hissedeceğiniz bir yolculuk. Valla ben bir gaz, bir fren kazasız atlattım bu serüveni.

Şimdi bir de siz oturun şoför koltuğuna, ne dersiniz? 

Ve sonsuza dek böyle kalacaktı. Potansiyelini boşa harcamış, acı içinde tek başına ölen bir adam. O ve ben sonsuza dek böyle olacaktık. Asla yakın olamamış, asla affedilmemiş, asla affetmemiş. Babamla benim hikâyemizin mürekkebi kurumuştu. Kitabın kapağı kapatılmıştı. (say. 277)

Söylenmemiş kelimelerin bastırılmış ağırlığı yutkunmama sebep oldu. O kadar yakındı ki kokusunu alabiliyordum _ odunsu bitki kokusu. Her zamanki gibi. Sonunda çözülmeme sebep olan şey, kokusuydu. Tırnaklarımı koluma geçirdim, dizlerimi sabit tutmaya çalışmak acı vericiydi.(say.100)

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi