BİR GARİP DÜNYA BİR GARİP İNSAN
Dün karşılaştığım, ilginç bulduğum biri, aşağıda anlatacağım şeyleri düşünmeme yol açtı.
Bu kişiye baktım, uzun uzun düşündüm, o kişi ne vücudu ne şekli ne doğduğu yeri, anne babasını kendisi seçmemişti ki; her şeyi birden hazır bulmuştu, seçme şansı olsa, hazır bulduğu bu şeyleri seçer miydi?
Bilinmez tabii ki...
2, 3 yaşına kadar pek bir şey hatırlamıyoruz, hatırladığımızda ise yapacak pek bir şey kalmıyor, ne seçilmiş ise onunla yaşamayı öğreniyoruz.
İşte tam o anda 'ben' kavramını fark ediyoruz. İsmimizi biliyor, insan olduğumuzu anlıyor, tüm insanların içinde 'ben' duygusunu yavaş yavaş hissediyor, o 'beni' içimize sindirmeye, onu savunmaya, tanımaya, onun için mücadele etmeye başlıyoruz. Demiyoruz ki; "hayır, bu 'ben' önceden yoktu, bir süre sonra da yok olacak, niçin mücadele edeyim ki?" demiyor, diyemiyoruz, her şeyi kabul ederek, kendi bilincimiz dışında, hiç bir şeyini seçmediğimiz bu 'beni' yaşayıp gidiyoruz.
Konu ağır gibi görünse de aslında o kadar da ağır olmadığı, zaman zaman bunları bizim de düşündüğümüz bir gerçek.
İşte, dört elle tutunduğumuz, tüm gücümüzle sarıldığımız bu hayatın, başının ve sonunun 'yokluk’ olduğunu anladığımız zaman da şaşırmıyor, 'kader'dir diyerek, bilinmez yolda, bilinmezlerle birlikte yaşayıp gidiyoruz.
İşte hayat dediğimiz olay...
