BİR DEVRİN HİKÂYESİ
"O zamanlar bizimdi. Kimin zamanlar şimdi?"
Yavan ekmek zahmeti kuru soğan acısı
Hikâyemin nefesi muhayyilemin sesi
Geçmişi özlüyorum doğsun yokluk sancısı
Düş üstümden bana ver bin zaman örtüsü
Ne mümkün o çocukluk çağlarım geri gelmez
Salıncak kurduğumuz söğüt ağacı var da
Çivril'de bayramlar yok Kızıldağ'da Hıdırellez
Halbuki her şey başkaydı o çağlarda
Karasabanla sürüp avuçla ektiğimiz
Onca mahsulü yalnız dövenle harmanlardık
En müthiş cefalardan farksızdı çektiğimiz
Saadeti beklerken hep hüsrana uğrardık
Bazen de kış bastırır kar kapıya dayanır
Sonunu getirmeden işler yarım kalırdı
Uyuyan bahtımızın tüm cefası uyanır
O bir iki lokmayı elimizden alırdı
Yağmur yağsa akardı topraktan damlarımız
Islatmadık ne yatak ne yorgan bırakırdı
Sükûnet içindeydi yarım akşamlarımız
Olmazdı sükûneti bozacak tek lakırtı
Erkenden uyanırdık babamın çığ sesiyle
Bağ bahçe tarla orman ayrı ayrı birer iş
Bir oyun içindeydik yaşamak cilvesiyle
Cilvelere mahkûmduk faydasızdı direniş
Anam sırtına vurup yakılacak odunu
Gün boyu sürüp giden bir yolculuk yapardı
Çalılara sürterek baldırını budunu
Bilmezdi ki her derdi böyle böyle apardı
Doktorun ilacıdır diye şiş ayaklardan
Hiç eksik olmazdı ki kan emici sülükler
Hançerlenmişcesine fışkırırdı kan hep kan
Kahrolası sülükler kan yer içer kan emer
Serenli kuyuların suyu soğuktu ama
Sabun diye taşırdık toprağın killisini
Yıkanmaktaki gaye vücudu oyalama
Kim arar kim sorardı temizini pisini
Bir Salih Emmi vardı dev cin peri hastası
Ne masal anlatırdı kendi yaşamış gibi
Korkuyu heyecanı hortlatan kafatası
Devi öldürür bizi cennette yaşatırdı
Yedi başlı külhana binerdik o yâr için
Yedi dağdan aşarak varırdık Kafdağına
Yedi yerin dibine inerdik o yâr için
Kin kusardık et yiyen devlerin yatağına
İşte bütün meşakkat bundan sonra biterdi
Altından sarayların padişahı olurduk
Melekler sinileri önümüze iterdi
Yalnız cennet hurması ile doyurulurduk
Şimdi bir viranedir ruhu devli evlerim
Şimdi her bacasından nârı duman tütmekte
Arzu ettiğim tek şey geri gelsin devlerim
Beni o zamanların yokluğu ürkütmekte
Yazık ki hiçbir yerde o eski havalar yok
Çeltek topal Sincan kör Emirler sönen şamdan
Mutluluk masalları o eski havalar yok
Kurtulmak mucizedir o hayâli evhamdan
Editör: Seher Uslu