ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 11-05-2025 23:53   Güncelleme : 12-05-2025 02:45

Bir Anneler Günü Hikâyesi - Bayramlık Danteller / Nevin Aktekin Gülfırat

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat -BİR ANNELER GÜNÜ HİKÂYESİ - BAYRAMLIK DANTELLER

Bir Anneler Günü Hikâyesi - Bayramlık Danteller / Nevin Aktekin Gülfırat

BİR ANNELER GÜNÜ HİKÂYESİ - BAYRAMLIK DANTELLER

Sabah erkenden uyandı Hafize Anne…
Eline süpürgesini aldı, evini baştan aşağı süpürdü.
Sandıktan çıkardı bayramlık dantelleri…
Bugün belki takvimlerde bayram değildi ama
evlatları gelirse, onun için bayram olacaktı.

Mutfağa geçti sonra…
Emekli maaşından ayırdığı parayla, çocuklarının en sevdiği yemekleri hazırladı.
Dolaptan gül suyunu çıkardı.
Yüzüne, boynuna, hatta elbisesine sürdü biraz.
“Mis gibi kokayım.” dedi kendi kendine;
“Çocuklarım gelince güzel kokularla karşılayayım.”

Derken kapı çaldı.
Yüreği heyecanla atarak açtı kapıyı…
Ama gelen üst komşunun yaramaz oğlu Aybars’tı.

“Ver elini öpeyim Hafize Anne…
Sen benim ikinci annemsin!” dedi çocuk, şirinliğiyle…

Gülümsedi Hafize Anne, yanaklarını okşadı Aybars’ın.
Mutfağa gidip lokum getirdi.
Bir mendile sarıp verdi küçük komşusuna.

Aybars mutlulukla merdivenleri tırmanırken, Hafize Anne kapının önünde kaldı.
“Bir gün belki… Çocuklarım da gelir.” diye düşündü.

Az sonra yine kapı çaldı.
Bu kez elinde çiçeklerle genç bir kurye…

“Hafize Sultan siz misiniz?” dedi.

“Evet, benim evladım.” dedi Hafize Anne.

“Bir çiçek teslimatınız var, buraya bir imza lütfen.”
Çiçekleri aldı. Paketin içindeki notu titreyen elleriyle açtı.

“Anneler Günü’n kutlu olsun canım annem.”
Yazan, küçük kızıydı.

İlk an gözleri doldu… Mutlu oldu.
Ama sonra… Bir hüzün çöktü yüreğine…
Demek, bu yıl da gelmeyecekti.
Belki vicdanını susturmak için yollamıştı, çiçekleri.
Oğlu zaten dargındı.
Gelini; “Her şeye karışıyor.” diye şikâyet etmişti.
O da sessizce gönül koymuştu annesine.

Oturdu, duvardaki resme baktı.
“Bak efendi, bu yıl da gelmediler… Baş başayız yine… O kadar da yemek yapmıştım. Neyse, kısmet değilmiş.”

İçi buruktu ama sesinde yine de umut vardı.

Sofrayı kurdu. Tam oturacakken…
Kapı zili bir kez daha çaldı.

“Yine Aybars geldi herhalde.” diye düşündü.
“Kerata lokum kaldı mı, diye sorar şimdi.” diye tebessüm etti.

Ama bu kez gelen…
Kızıydı. Oğluydu. Torunlarıydı…

Kapıda durmuşlardı; elleri dolu, gözleri sevinçle parlıyordu.
Kızı gülümsedi:
_Ne o anne; bizi içeri almayacak mısın yoksa?

“Ne demek evladım; girin girin, tam da sofrayı kurmuştum.” dedi, Hafize Anne.

Yavaşça duvardaki resmin yanına gitti.
Fısıltıyla seslendi:

- Gördün mü efendi? Unutmadılar annelerini…
Bugün benim bayramım işte.
Boşuna çıkarmadım bayramlık dantelleri.

Kaşık ve çatal sesleri karıştı birbirine.
Hafize Anne’nin yüreğinde tarifsiz bir huzur vardı.

Ne kolay aslında bir anneyi mutlu etmek…
Biz zoru seçerken, onlar bizim bir tebessümümüzle bile mutlu olabiliyorlar.
Samimi bir gülüş, sıcacık bir sarılış.
Bir öpücük…
Bazen bir kapı zili, bazen bir çiçek…
Bir annenin kalbinde koca bir bahara dönüşebiliyor.

Ve hatırlayalım:

“Biz insana, anne-babasına güzel davranmasını tavsiye ettik.
Çünkü annesi onu zorlukla taşıdı ve zorlukla doğurdu…”
(Ahkaf 15)

“…Annesi onu ‘vah üstüne vah’ diyerek zahmetle taşıdı…”
(Lokman 14)

Bugün…
Bir annenin kalbine umut olalım.
Unutmayalım, bir annenin duası, gökyüzüne en hızlı ulaşan kalp çarpıntısıdır.

Başta annem olmak üzere bütün  anne olan, anne adayı olan, yüreğinde anneliği taşıyan tüm kadınların Anneler Günü kutlu olsun!

***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

Editör: Nevin Bahtışen

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi