MANZUME
Giriş Tarihi : 31-05-2025 17:08   Güncelleme : 31-05-2025 17:54

Bilir misin / Sami Çelik

Sami Çelik -BİLİR MİSİN

Bilir misin / Sami Çelik

BİLİR MİSİN

Kimdir kalleş bilir misin? 
Bir gölge gibi sokulup güneşine, 
Senin terinle sulanmış toprağa,
Kendi adını eken, kendi baharını övendir.
Sana bakıp yerinirken varlıklarına
Gözü balkonları dolaşıp
Övünendir ulaşamadıklarıyla.
Bu benim kardeşimin derken;
Yüreğinde çürüyen, bir dikenliktedir aslında.
Kendi diktiği ağacı budamamış, 
Senin bahçene göz koyandır.

Kimdir kalleş bilir misin? 
Açken dil döker, tokken sırt çevirir, 
Menfaatin kırıntısıyla doyar, 
Sonra o kırıntıyı sofrana taş diye fırlatandır 
El pençe duran bir suret olandır karşında, 
Sonra geçip arkanda aslan gibi kükreyendir.
Yüzüne gülen ayna, 
Arkandan kırık bir bıçaktır.

Kimdir kalleş bilir misin? 
Senin alnının terini 
Kendi alnına yara bandı yapan,
Örten hırsızlığını dilbazlığıyla;
Konuşarak arkandan.
Borcu senin, nimeti onun olan,
Açken dil döken,
Yediğini unutandır.
Kurban kesen senin kasandaki  parayla,
Adını da "nimet" koyan, 
Utanmadan...

Kimdir kalleş bilir misin? 
Seninle ağlayan olup
Tökezlediğinde sırtında dans edendir. 
"Senin duruşun yeter," deyip
Sonra sen varsan yokmuş gibi davranandır.
Bir gün yalakalık yapan el pençe reisim diye, 
Arkanı döndüğünde sırtına basıp yükselmeğe çalışandır.

Kimdir kalleş, bilir misin?
Senden çaldıklarıyla az bitlenince,
Bulaşıkçılık günlerini unutup 
İnsanları hor görendir.
Senin verdiğin arabayla
Sokağında tur atıp seni yokuşta bırakan, 
Emaneti kendine mal eden, 
Senin kefenini bile kendi düğününe perde yapandır.

Kimdir kalleş bilir misin? 
Senin soyundan değil, 
Suyundan içmiş gibi yapan, 
Kan bağı ne ki onun için?
Bir bıçak kadar yakın,
Bir mevsim kadar geçici.
Dünün inşaatlardaki demir ustası,
Bu günün beyi zanneder kendini çaldıklarıyla;
Aslan kesilir uzaklarda,
Ama sokakta karşılaşınca
Kiriş arkasına saklanan,
Evine gölge düşürüp 
Kendi gölgesini ışık sanandır. 
Senin yaktığın kandili,
Kendi alnına nur diye yazan,
Sonra fitilini üfleyip 
Seni karanlığa itendir.

Kimdir kalleş, bilir misin?
Azla yetinmeyip,
Aç gözünü varlığına diken,
Geceni kemiren karanlıktır o 
Bitlenmiş vicdanının kaşıntısıyla,
Sana ait olanı
Mezatta un gibi eleyendir.
Üç kuruşun kokusuna,
Soy sopunu bohça yapıp pazara seren,
Atalarının kemiklerini hiçe sayandır.

Bir dua okursun: "Lanet olsun,
Allah’ından bulsun" dersin içinden,
O, bir define gibi çıkar yine
Kırk yıllık suskunluğun ortasından.
Örtmek için kendi hırsızlığını
Yerendir seni ummadığına, utanmadan.
Kaçamazsın ondan,
Bir ahtapot gibi sarar damarlarını.
Kanında üşüyen mürekkep gibidir,
Söktükçe yayılır,
Sustukça çoğalır.

Bir isim değildir kalleşlik.
Bir şekil, bir surat hiç değildir. 
O içte yeşeren kara bir ottur,   
Sulanmaz...
Ama senin gözyaşınla serpilir. 
Ar, namus, şeref ve haysiyet yoksunudur,
Bilse de herkes ne mal olduğunu,
O, kıvranıp durandır örtmek için kalleşligini.
Sonunda çatlatıp ar damarını, 
Senin ektiğin namus tarlasından, 
Utanmazlığı biçendir.

***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

Editör: Suna Türkmen Güngör

EditörEditör