BAKIR KIRMIZISI
Hep susarak başlıyordu
her şey
bir boşluk
kimse kimsenin yarasına gül sürmeden önce
ahraz oldu gözler
dillere pelesenk
yalanım yok diyen
yatağını değiştiren ırmak
başka dağın ateşinde
açmıyor çiçekler
mevsimini görmeden önce
maviydi su
toprağı sevmeden
tavını almayan ateş mavisi
yârenin göğsünde bir içimlik
olmadan önce
söylemek istediklerimi
söylemez oldu dilim
sil dilimin yeşil kalayını
bakırın kırmızısı kursağımı
delmeden önce