BABAM
Gökten düşen her kar tanesine
Beni sormuşsun tek tek.
Arada gelip ağlıyor demişler sana
Numarası olmayan evin her köşesinde senden kalan bir iz arıyor.
Kokun gittiğin yollara sinmiştir diye
Adım adım yalın ayak yalın ayak dolaşıyor
Kar yağarken bütün sokakları demişler.
Numarası olmayan evde ceketini astığın kalas
Naylon pencerenin önüne her kar yağdığında tüneyen küçük bir serçe
Mavi kapıyı çaldığımda
Avluda beni karşılayan babam
İşte diyorum
Kimi görsem işte diyorum
İşte şu köşeydi
Bizi bırakıp gittiği yer
Tam da şu görünen kapının başındaydım
Yüreğime düştüğünde kor ateşler.
Şu köyün sokaklarına yağan kar değil
Yetim kalan bir çocuğun içindeki çaresiz öfke
Memlekette bıraktığı iki mezar
Uzaktan uzağa baktığı
Numarası olmayan
Bacasının bir daha hiç tütmeyeceği
Sıcak tarhana çorbasının
Burnun direğini sızlatan o yanık kokusu
Bir daha bir daha hiç giremeyeceği evi
Çalamayacağı mavi sokak kapısı..
Ben uzakta olsamda
Siz söyleyin onlara onları çok özlediğimi..
Yanık bir sesle söylüyorum
Boğuk bir sesle söylüyorum
Memlekette her kar yağdığında
Haziranı düşünüp
Ağustos'ta hep üşüyorum..