AYAKKABILAR
Mina, on altı yaşında bir lise öğrencisiydi. Bileğinde markalı bileklik, ayağında yepyeni spor ayakkabılar… O sabah yine aynanın karşısında ayakkabısını “toz gelmesin diye” ıslak mendille siliyordu.
“Bu, eski modelmiş.” demişti, en yakın arkadaşı geçen gün.
İçine oturmuştu. Yeni sezon modelini alması gerekiyordu.
Okul çıkışı, kaldırımın kenarına oturmuş bir kız dikkatini çekti. Karton kutunun üzerinde oturuyordu. Ayağında ne çorap vardı ne de ayakkabı… Çatlamış topukları, kir içindeki parmakları göze çarpıyordu.
Mina yavaşladı. Kızla göz göze geldiler, bir saniyeliğine…
Ertesi sabah Mina’nın ayaklarında eskimiş bir çift ayakkabı vardı. Yeni ayakkabıları da çantasındaydı. Okula gitmeden önce aynı kaldırıma uğradı.
Kız oradaydı. Yine çıplak ayakla…
Mina ayakkabıları usulca bıraktı, hiçbir şey demeden yürüdü.
O günden sonra markalara bakmayı bıraktı. İnsanların gözlerine bakmaya başladı.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

















































