"Yıllar geçtikçe, acılar derinleşir; ama anılar, kalbimizin en karanlık köşelerinde hep canlı kalır."
ZALİM YILLAR
Açık yaradan al kan fışkırıyor;
İçimde bir yangın var, sönmez yıllar.
Saatler günlere kayıp gidiyor;
Bir de bakmışım, akıp gitmiş yıllar.
Gözyaşım aynalarla konuşuyor,
Boğazım dilime düğümleniyor.
Cumbalı evde düşler üşütüyor,
Bende açtığın yara geçmez yıllar.
Sar beni, içine çeken bataklık;
Geçmişten kalma efkârım bir kıymık.
Köhne artığı, üç beş satır artık;
İki şehir ardında geçen yıllar.
Çocukluğumun birkaç gri tuğlası,
Kemiklerime yayılan sızısı.
Kalbimin üstünde derin ağrısı;
Gözüme yaş bırakır, silmez yıllar.
Sararıp solan gülkurusu gibi,
Susamış suların akışı gibi,
Kaderine razı bir kurban gibi;
Alıp da götürse, hepsini yıllar.
Dünüm yok ki, yarınım ise bir sır;
Ser verip, vermedim ardından bir sır.
Harflerin yüzüne gizlenmiş bir sır;
Bir bir uçup giden vefasız yıllar.
Yaşlılık çalacak bir gün kapımı,
Nihayet araladı aşk sevdamı.
Hiç sormuyor postacı, hiç hatrımı;
İkimizden çok şey götürdü yıllar.
Hüzünle dolu tüm düşlerim kanar,
Her birisi bir hatırada sızlar.
Ciğerim ah çeker, bağrımı dağlar;
Elimden uçup giden fani yıllar.
Yorgun akşamlarda söylediğimiz,
Birbirine dokunan sözlerimiz.
Dalı kırık dökük özlemlerimiz;
Küf yığını, aşkı kül etti yıllar.
Bana ne âlem öyle, böyle demiş;
Biri kesmiş, öteki garip yemiş.
Bak, gökyüzü ağlarken Kumcu bezmiş;
Ömrümden ömür çalan zalim yıllar.