YA SEN YA SEN NERDESİN O ESKİ YÂR
En güzel kış akşamlarının yaşandığı gençlik yıllarımdı.
Babam gece vardiyasında çalışınca ben o kış akşamlarında evde gürül gürül yanan sobanın tavana değen ateşini seyretmeyi çok severdim.
Hele de bir dışarda lapa lapa kâr yağınca değme keyfime.
Küçük bir teybin vardı.
Bazen odama geçer Kasetleri tekrar tekrar başa alıp Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Müslüm, Ceylan'ın şarkılarını dinlemek ne sarardı.
Düşlerim hep yeşil bahçeler de rengarenk açan çiçeklerle kurulu idi.
Ama
Ben o kış akşamlarını ayrı bir severdim.
Bir de yıl başı dönemleri hep kar yağışına denk gelirdi.
Sobanın üstünde pişen kestane kokusu
Sıcak çay keyfi ile sohbetlerin uzun oluşu
aşk ile aşardık biz her bayır ve yokuşu
Yoktu o zamanlar kimse de öyle
Gelecek hayat korkusu.
Kaç kış geçti, kaç mevsim bitti ve
Kaç yıl şu ömürden alıp gitti
Kaç kişi yaşadı o dönemdeki güzelliği
Şimdi ne tadı kaldı bahar yazın
Ne kıymeti kaldı bahar gelecek diye
Kış akşamında dinlenen o sazın
Sazın teli bile küsmüş artık hayata
Kâr beyazken üstündeki bu kadar kir niye
Diye isyan edip artık dinlenen o müzik bile o tadı vermez olmuş.
Ya yazılan şiirler, yok onlarda küsmüşler
Aşk bitince ,mevsimler değişince insanlar
Birbirinden nefret edince kalemde küsmüş.
Eski bacası tüten o raydan geçen trenlerde yok artık.
Biz o eskileri eski kış gecelerine temiz duygularla sevgi hecelerine hile kattık
Bilemedim ki be gönlüm.
O güzel insanlar o güzel anılar o güzel yıllar
Kâr taneleri ile nereye hangi bilinmeyene göçmüş .
Benim yüreğimde hala saf temizdir o kar
Ya sen ya sen nerdesin o temiz aşkı
O temiz duyguları taşıyan o eski yâr
O eski yâr.