VARAMAYAN
tarifsizliğin yol tutmaz atlasında
kayıp asırları yorgan edip adımlarıma
yürüdüm sahipsiz mazimin üstüne;
varamadığım…
en çok da oradan kırgınım kendime,
her sustuğumda bir harf eksilir içimden,
bir ben daha kalır ardımda
dilimin ucunda tutuşmuş kelimelerle,
adı konmamış isyan gibi;
biraz yılgın,
biraz yorgun…
bir yanım sessizlikten usanmış,
ve pusulasızlıktan
körelmişken,
bak öte yanım
çoktan biçmekte üstüne
kendi destanını.
unuttum bile
içimden uzağıma taşırdığım
öfkemi,
bilmiyorum ne ettim,
kucağımda bulduğum
ağız dolusu bir mayhoşluğu,
bıraktım acı kollarına
sevmenin.
gözlerime sinmiş rutubetli bir bekleyişle,
tutunuyorum suskun gecelerin çürük ipine,
ne söylesem eksik,
ne yaşasam yarım,
ah, belki unuttum ben de
nasıl başlar insan
yeniden…
kendine.
kendi sesime sağır,
kendi izime kör,
ve
bir adımlık mesafede sürgünken mazime,
hangi anıya dokunsam
ellerimden soruyorum aynadaki suretimi,
çünkü en çok orada
saklıyorum
en bahtsız gidişlerimi.
tesellimdir,
bazı yollar varamaz kendine,
büyütülür bazı yaralar,
belki de
sadece sığmak için
içine.
ve bazen
kaybolmak gerek,
yeniden bulmak için
avuçlarımda susmayı.
oysa şimdi
susarak değil,
kalarak
tamamlıyorum kendimi.
çünkü biliyorum artık,
hiçbir yol affetmez
kendini öksüz bırakıp da
kendinden gideni.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz