DENEME
Giriş Tarihi : 02-05-2023 18:36

Sabır / Elif Güler

Yazan: Elif Güler -SABIR

Sabır / Elif Güler

SABIR

Sessiz bir direniştir sabır. Zamana yaymaktır. Hak ettiğimize er geç ulaşacağımız inancıyla ödediğimiz bir bedeldir. Çünkü bazen mutluluklar demlenerek gelir insana, kıymeti bilinsin diye. Sabrın meyvesi de olgunlaşarak, kıvamını almış halde gelir eğer inanırsak.

Pasif bir bekleyiş değildir sabır. Pes etmek, vazgeçmek hiç değildir. Bilakis içimizdeki inancı yitirmemek, engellere rağmen inandığımız yoldan dönmemek hususlarını barındırır bünyesinde.

Engebelere göğüs germeyi, tökezlediğimizde daha güçlü olarak ayağa kalkmayı öğretir bize. Evet, sessizdir sabır, gürültüsünü dışarı vermez; içten içe kaynatır tüm emelleri, hayalleri ama fokurtusu duyulmaz dışarıdan. Demini aldığında ortaya saçılır yankısı. Ama bu sizi yanıltmasın.

Kendini ezdiren, susturan bir sessizlik değildir onunki. Kuru gürültüye karşılık vermez sabır. Sabreden insan naiftir, ihtiyatlıdır, atacağı adımı iyi ayarlar. Nerede durup nerede hareket edeceğinden emindir. Boyun büker, içine atar sanmayın. Sadece en doğru zamanı kollar. O an geldiğinde de tüm birikimini, donanımını kuşanmış olarak hedefine erişir.

Hayat yolu bizim öngöremediğimiz olasılıklarla dolu. Hangi mutluluklarla mükafatlanacağımızı da, hangi badirelerle sınanacağımızı da yola çıkmadan bilemiyoruz.

Saadet anında savunmaya geçmeye, bir şeyleri saklamaya ihtiyaç duymuyoruz. Geldiği gibi yaşıyoruz hiç gitmeyecekmiş gibi. Ama bir güçlükle, büyük bir engelle veyahut da tarifi imkansız bir acı ile yolumuz kesildiğinde kalkanlarımızı çıkarmak istiyoruz. Belki canımız pahasına savunmaya geçiyoruz. İşte sabır da bir savunma mekanizması olabiliyor bu gibi olumsuz durumlarda. Belki kaybettiğimizi sandığımız bir savaşın ortasında çıkıyor karşımıza ve biraz zaman istiyor bizden, sonucu lehimize çevirmek üzere. Ya da dönüşü olmayan yitirdiğimiz bir şeyin ertesinde uğruyor yanımıza, bize metanet ve güç aşılamak üzere.

Evet, insanız, etten kemikten ibaretiz ama içi boş değil, hissiyatla dolu olanından. Feryat figan etmek isteyeceğiz elbet; bünyemiz, ruhumuz kaldıramayacak belki bazı şeyleri şu bilinmezliklerle dolu yaşam yolunda ama nereye kadar bu duyguların esiri olabiliriz?

Sabır bu noktada devreye girebilen bir panzehir oluyor. Yaralarımıza pansuman yapabiliyor, düştüğümüz çukurdan bizi çekip çıkarabiliyor. Sabırla ilgili onca atasözü boşa söylenmiş olamaz. Evet, haksızlıklar, felaketler omuzlarımıza taşınması zor yükler gibi binebiliyor bazen, çok çaresiz ve aciz hissedebiliyoruz. Ama Allah aynı zamanda bizim irademize böyle güzel bir haslet de yüklemiş.

Sabretmenin hikmetine varıp, onu idrak edip yola onunla devam etmeyi seçtiğimizde yükler zamanla dayanılamayacak olmaktan çıkıyor ve hatta hafifliyor.

Sabır insana bu zorlu maratonda bir cansuyu olabiliyor çoğu zaman. Kırılıp döküldüğümüz yerlerden gün gelip çiçek açtırabiliyor. Yeter ki zorluklar karşısında yılmayalım, acıların da bir sonunun olduğunu bilelim, aydınlıklarda yürüdüğümüz kadar karanlıklara da düşebileceğimizin bilinciyle yeniden tutunmak, dayanabilmek ve gücümüzün, inancımızın sırrına ermek üzere Allah'ın bize bahşettiği sabrın rahatlatıcılığına kalbimizi yaslayalım.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi