NE YAZDIM BİLMİYORUM BİRLİKTE OKUYALIM MI?
Bir eliyle gözünü ovalıyor bir eliyle yarına yetiştirmesi gereken öyküsünü yazmaya çalışıyordu...
Telefonun ışığından rahatsız olan gözleri sürekli açılıp kapanıyor kirpikleri artık gözüne batıyordu, uyuması gerektiğini ikaz edercesine komut vermeye başlamıştı bile.
Fakat ısrarla direnip yazmaya devam etti.
Aklında hiç bir konu yoktu nasıl olsa zaman ilerledikçe cümleler oturacak yerini bulacaktı...
Konusu olmayan bir yazı yazmak okuyanı sıkacağı için birlikte yol almaya karar verdi.
Okumak için mi okuyoruz yoksa bir şeyler öğrenmek hayata olan bakış açısını değiştirmek miydi gayemiz?
Anlamlı olması için her yazının anlamı yaratanı bulmak okumak gerekmez miydi?
"Oku" diye başlayan bir kitabı amaç sadece okumak olabilir miydi?
Okuyup geçmekle okumuş oluyor muydu insanlar?
"Bana bir su getirin!" diye seslenen birine susuzluğunu giderecek olan suyu ikram etmez misiniz?
Yoksa bu söze sözle karşılık verip, daha da çok ciğerlerini yakarak büsbütün susuzluğa mı iterdiniz?
Sözler bize ilaç olmayacaksa derdimize derman bulmayacaksa bunca yazmak nicedir?
Yazmak için öncelikle oku-mak gerekir.
Okumadan bilgi sahibi olmadan yazmak tatsız tuzsuz bir yemeği servis etmek gibidir.
Okuyucu doyar ama lezzet bulamaz...
Bazı yazarlar vardır kelime oyunlarıyla bütün duyguları birbirine karıştırır.
Anlatılmak istenen ana fikri ayırt edemezsiniz.
Bizim konumuz yazmak olduğu için elbette yazının önemini vurgulamak zorundayız..
Yazar öncelikle elma gibi olmalı hem yoksulun hem zenginin sofrasında yer almalı...
Yunus Emre gibi anlaşır bir dil ile derinliklere inebilmeli...
Okuyucuya ruhunu yansıtmalı adeta birlikte yolculuk yaparcasına aynı zamanda yol almalılar...
Yorgunluktan gözleri kapanmaya başlamıştı bile...
Usulca kalemi yani parmaklarını bıraktı telefonun ekranından...
Büyük bir heyecanla yarını bekliyordu...
Doğaçlama yazdığı bu yazıyı acaba pay edecekmiydi?
Eğer bu satırları okuyorsanız
Birlikte yolculuk ettik demektir.
Hoşgeldin canyoldaşım!
