NASILIM DİYE SORMA
Kalbim bir kuş göğsü gibi artık
Dokunsam kırılıp düşüverecek avuçlarıma
Nasılım diye sorma
Ağzımdaki tat biraz buruk
Gün batımı işte
Her şey alacakaranlık
Kıvrılıp gecenin koynuna
Dalıp dalıp gidiyorum
Gözlerinin surlarına
Zaman incecik bir zar
En alıngan yerinden sen geçiyorsun yâr
Bilsen
Kaç kelime türettim kırılmışlığımdan
Bilmediğim kelimeler tükettim, düş artığı gecelerden kalma
Şimdi hepsi paramparça, yüreğimin çıkmaz sokaklarında
Ve ben, kanatmak istercesine anılarımı
Topuklarımı vura vura arşınlıyorum, talan ettiğin o yılları
Nasılım diye sorma
Bazen ipsiz kuyuya salınan beyaz güvercin gibiyim
Bazen kuyunun dibinde meşale
Her şeye rağmen yine de
Her şafak sonrası ben
Savurup külümü kendi rüzgarıma
Saçımın kıvrımında gül goncası
Dudağımda zamanın o tel kırdıran şarkıları
Öperim güneşi sabahları
Güne açılan perdemin ardından...