GÜZELLEMELERDEN GERÇEKLERE
Yaş gruplarına göre değişiyor paylaşımlar; balonlar, ayıcıklar, altınlar, pırlantalar; en çok da renk renk, çeşit çeşit çiçekler…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Emeği sömürülen, hak arayışı mücadelesinde hayatını kaybeden kahraman kadınları anma günü.
Güvenli evinde oturup hediye bekleyen kadınlardan ekmek parası kazanma derdi yanında namusunu korumak için bütün gün mücadele eden, alın teriyle kazandığı para eline kesintili geçince hakkını aradığı için hem işinden hem canından olan kadınları anlaması beklenemez.
Alınıp satılan hiçbir şey kadının değerini belirlemez. Altınlar, gümüşler, çiçekler sadece alan kişinin bütçesini ve zevkini yansıtır. Kadın, kendi değerini kendi belirler. Duruşu, oturuşu, kalkışı, bilgisi ve becerisiyle toplumda yer bulmalıdır.
8 Mart Dünya Günü münasebetiyle birçok güzelleme duyduk, okuduk. Havva Anamız yaratıldığından dünyadaki en son kadın ölünceye kadar her gün, her an kadınların günü zaten. Emeği sömürülen, hakkı görmezden gelinen, cinsiyet eşitsizliğine maruz kalan kadınların yaşadıklarının dile getirilmesi amacıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü önemsiyorum.
Hemen her gün bir kadın cinayeti haberi okuyoruz. En son Hatay’da, depremden sağ kurtulan bir kadının aynı zamanda amcasının oğlu olan eski kocasının üstüne kaynar su döküp öldürdüğünü ve depremde öldüğünü söylemesini hayret ederek öğrendik.
Muhteva kısmında şiddete yol açtığı açıkça yazan ürünler tüketmek, bilinçaltına gönderilen mesajlar, doğruyu yanlıştan ayırt edebilme kapasitesine sahip olamamak, bencillik, kin tetikliyor şiddeti ve sonunda cinayetleri.
Oysa bizim kültürümüzde bir kıza ismini sormak bile kabalıktı, ayıptı bir zamanlar. Kızın ismi bile mahremdi, o yüzden her kıza “Hanım Kız” denirdi.
Bir kız isteneceği zaman “Allah’ın emri, Peygamber’in kavliyle” istenir. Osmanlı’da kızın babası veya evin en büyük erkeği sorar: “Kızı kimden istiyorsunuz?”
(Bu cümle günümüzde kullanılmayan ve tekrar hatırlanması gereken bir soru cümlesi.)
İsteyen cevap verir. Kız size Allah’ın emaneti, biz de sizdeki emaneti emanet olarak Allah’tan istiyoruz.”
Yıllar önce bir yazıya denk gelmiştim. Aklımda kalan kısım kısaca şöyleydi; "Kaç yaşında olursa olsun, başından evlilik geçen bir kız kendinden istenebilir ama kaç yaşında olursa olsun daha önce başından bir evlilik geçmemiş bir kızı kendinden istemek ona hakarettir."
"Saçı uzun, aklı kısa", "Elinin hamuruyla erkek işine karışma" gibi atasözlerimiz ve deyimlerimiz varsa da Türk Edebiyatı'nın en eski kaynaklarından biri olan Dede Korkut Hikâyeleri’nde dört tip kadından bahsedilir. Her kadının bir olmadığı vurgulanır. Bu yüzden kız çocuğunu da erkek çocuğunu da yetiştiren kadınlar önce kendini yetiştirmeli. "Ben gün görmedim, gelin de görmesin" diye huzur bozan kaynanalar artık devrin değiştiğini fark etmeli.
Türk Kültürü'nde kadına her zaman değer verilir. Yeter ki kadın kendine değer vermeyi bilsin. Yeter ki kadın yerini yurdunu, haddini hududunu bilsin.
8 Mart Kadınlar Günü bir gün. Her gün sevilmek isteyen, her gün sevmeli; her an sayılmak isteyen, her an saymalı.
Muhabbetle...
