GECENİN BİR VAKTİ
Gecenin bir vakti...
Kuyruğu koparılmış it yalnızlığı bazen.
Bir köşede gizlenen, korkakça.
Bazen de yarasını kaşıyan bir müptezel tavrı.
Uçkun yanlarımı örseliyorum,
Elinde cigara, kolpa yitip giden.
Maceraperest yanım depreşti yine
Donkişotvari sahte kahramanlıklar hayallere musallat.
Safha safha ölmeye bir direniş bu!
Sayfalara yazılan her kelime, aklıyor kendini.
Oysa beyaz kâğıt tek başına masumiyet belgesi.
Dış sınırları yine çizemedik be!
Haddimizi aşarken,
Gönül ırmakları da taşırdı kendini.
Dağlarda eriyen kar sularının coşkusu,
Sirayet ediyor ya
Arınmaya meyilli gönül taşkınları.
Ah yine yirmi dört ayar altın modundayım!
Bencilliğin en son hâli hem de.
Kendini beğenme modunda,
Kalas hâlini bile alamamış,
Hızara sığmayan kütük hem de.
Gecenin bir vakti!
Kendi kokularına korkularını ekleyip,
Yarının şafağında rutin,
Yanaşık düzen eğitimine hazırlanma tavrında.
Kokuşmuş her şey bir batında.
Gece, kendi doğum sancısında,
Yıldızları doğurma çabasında.
Bulutları heba etmek istiyor gibi.
Kendi kendimin belasıyım belli ki
Kendimle uğraşmanın kısır döngülerinde!..
Kaçmak istiyorum bazen!
Uzak ülkelerin, belirsiz iklimlerinde,
Bambaşka rüzgârlarda ferahlamak hem de!
Tüm kaygılardan uzak,
Yüzümde hissettiğim rüzgâra ağlamak;
Kimsenin olmadığı bir yerde,
Mor karanlığın, mat yalnızlığına sığınarak.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz