BİR KİTAP: ZAMAN YOLCUSUNUN DÜŞLERİ / DİLEK TUNA MEMİŞOĞLU
Okudukça kalbi rahatlatan, yüreği yumuşatan, gönlü ferahlatan kimi sözcükler tıpkı sazın tellerinden dökülen türkülerin nağmeleri gibi ruhun şifaya ermesini sağlıyor. Vücuda yararlı besinler gibi kelimeler de ruhun şifasıdır, dermanıdır. Okudukça huzura erdirir, mutluluğa eriştirir kitabın sihirli sözcükleri.
Zaman Yolcusunun Düşleri ile güzel bir yolculuğa çıkıyoruz.
Bakın ne diyor; “Ağlaman bitince hayata gülümse ve yeniden başla."
Hayatın güzelliğini yas tutularak zayi edilmemeli. Aksi takdirde hücreler büzülüp ölürler. Güzel cümlelerdir dili naifleştiren. Yürekler acılı da olsa, tatlı konuşmak en iyisidir.
Düşler desek de aslında cevherdir şu sözü; "Dünyaya gözlerinle değil kalbinle bak. Ve gülümse... Sadece yüzünle değil, aklınla, ciğerlerinle gülümse..."
Bir türkünün nağmesi her insanın gönül telinde ayrı oynar. Aslında hepimizin türküsü başkadır. Gün, her insanın üstüne ayrı değip geçer geceye, yıldız ışığı ayrı ayrı düşer her birimize, gök başka örterken toprak başka kucaklar.
İnsan kendi gurbetindedir. Yolda, yolculukta hep arayıştadır. Yer yer telaştadır. Bakın nasıl da seslenmektedir; “Bizi nefes almadan, dinlenmeden koşturan, gözümüzü kapatan, ellerimizi bağlayan, güzelliklerden alıkoyan, sevdiklerimizle aramızı açan, değerlerimizi kaybettiren, bize bizi unutturan bir hayat telaşı vardır.”
Bazı kitaplarla kitaplara yolculuk yapmak daha başından mücevher değerinde sözcükler bırakır.
Günlük tarzında, şiirsel bir anlatımla yazılmış, gönüle hitap eden güzel bir eserdir “Zaman Yolcusunun Düşleri”
"Bir kitap al ve otur bir süreliğine, dünya dönsün, yaşam sürsün. Sen sadece oku biraz, sonra başlarsın tekrar kaldığın yerden taptaze bilgilerle..."
