BİR KİTAP: ÜSTESİNDEN GELEMEDİĞİMİZ ŞEYLER / LUCY SCORE
Bugün “Üstesinden Gelemediğimiz Şeyler” kitabından sözetmek istiyorum.
Kitap 560 sayfa olmasına rağmen, benim hızımdaki biri için bile kolay okundu.
Naomi, düğününden kaçarak saçındaki papatyalarla Knockemout'a geldiğinde ikiz kardeşiyle buluşmayı planlamaktadır. Ancak kasabanın kafesine girdiği andan itibaren hiç de iyi karşılanmaz. Hatta kasaba halkının çok sevdiği Knox tarafından çöp muamelesi görür. Naomi, doğal olarak haksızlığa uğramış hisseder ve Knox'la aralarında gergin bir ilişki başlar. Kasabadaki herkesin kendisini kötü ikiz kardeşi zannettiğini anlayınca olay çözülmüş olur.
Kötü ikiz Tina, buluşma bahanesiyle Naomi'yi kandırmış, arabasını, parasını ve bazı kıyafetlerini de çalarak ortadan kaybolmuştur. Üstelik arkasında 11 yaşında bir kız çocuğu bırakmıştır.
Geçmişinden gelen travmalarla boğuşan Knox, her ne kadar kötü adamı oynamaya çalışsa da; kendini Naomi'ye yardım etmekten alıkoyamaz.
Naomi cephesinde de işler karışıktır. Yeğeninin vesayetini üzerine alabilmesi için kalacak yer, bir iş, araba ve telefon bulmalıdır.
"Eylemler kelimelerden daha yüksek sesle konuşur"
"O, asla iyi bir kıza aşık olmayacaktı"
"Bazı insanlar acıları ile ne yapacaklarını bilemezler. Bu yüzden kızgınlıklarını yakınlarında kim varsa ondan çıkarırlar."
"Birini gerçekten kim olduğunu gösterecek kadar güvendiğinde uğradığın ihanet, silahları en başta ona vermemiş olmandan bin kat daha çok acıtır."
"Başka kimse sana kim olduğunu söyleyemez"
Kasabada geçen romantik kitapları seviyorum. Hele ki karakterler arasında esprili, tatlı bir çekişme varsa. Mesela kasaba halkının Naomi'ye “Tina olmayan” demesi, ve Tina'nın kızı Waylay'ın tatlı halleri çok hoşuma gitti. Başlangıçta Knox'a sinir olsam da, ilerleyen sayfalarda sevmeye başladım. Ama kızmaya devem ettim. Kasaba halkına ve karakterlerin arkadaşlarına bayıldım diyebilirim.
Kitap, Knockemout serisinin ilk kitabı. İçinde yetişkin içerik bulunduğunu da belirtmeliyim. İkinci kitap, Knox'un kardeşi Nash'i anlatıyor. Üçüncü kitap henüz dilimize çevrilmedi. Sanırım o da Lucian'ı anlatacak.
Bu tür kitapları seviyorsanız ben tavsiye ediyorum, keyifli okumalar dilerim.