ÜÇ ANAHTAR / RHYS BOWEN
Karışık duygular yaşayarak bitirdiğim bir kitaptan söz etmek istiyorum. “Üç Anahtar” Arkadya Yayınları'nın son yayımladığı iki kitaptan biri…
Kitabın bir kısmı 2.Dünya Savaşı yıllarında, bir kısmı da 2001 yılında geçiyor. Ben böyle, geçmişle günümüzü bir araya getiren kitapları çok seviyorum.
Teyzesi, 1928 yılında Juliet'i 18. yaş günü hediyesi olarak Venedik'e getirir. Juliet, o yıl ülkesinde resim eğitimi almaya başlayacaktır. Bir gün teyzesi hastalandığı için Juliet dışarıya tek başına çıkar. Çevrede dolaşıp, resim yaparken bir kutu içinde kanala atılmış kedi yavruları görür. Hiç düşünmeden kanala atlayıp yavruları kurtarır, ancak kanaldan çıkmak kolay değildir. O sırada bir gondol kendisine yaklaşıp onu kurtarır. Gondolcu, adının Leo olduğunu, oldukça zengin ve köklü bir aileden geldiğini anlatırken onu oteline yakın bir yere bırakır. Juliet, genç ve yakışıklı Leo'dan etkilenmiştir.
Juliet daha sonra farklı zamanlarda iki kez daha Venedik'e gelir. Her gelişinde Leo ile birbirlerini bulurlar. Ancak eğitim için geldiği son sefer 2. Dünya Savaşı'ndan hemen öncedir. İnsanlar, savaş çıksa bile Venedik'te güvende olacaklarını düşünmektedirler. O sırada Juliet'in hayatında büyük bir değişiklik olur. Savaş çıkınca da Juliet Venedik'te kalır.
2001 yılında Caroline eşinden boşanmış, ortak velayet şartları nedeniyle oğulları Teddy'i eski eşinin yanına Amerika'ya göndermiştir. O sırada İkiz Kule saldırıları gerçekleşmiş, uçuşlar durdurulmuştur. Ardından Caroline oğlunun bu olaylardan etkilendiği için uçağa binemediğini ve bir süre daha İngiltere'ye dönemeyeceğini öğrenir.
Tüm bu karmaşa içinde büyükannesinden bir telefon alır. 90 yaşının üzerindeki büyük teyze Lettie ölüm döşeğindedir ve Caroline'i çağırmaktadır. Caroline, teyzesinin son anlarına yetişir. Söylediklerini zar zor anlasa da Venedik'e gitmesi gerektiğini düşünür. Büyük teyzenin kendisine bıraktığı üç anahtarla birlikte Venedik'in yolunu tutar.
Kitaptan birkaç alıntı eklemek istiyorum:
"Deneyim, insanın yaşamla uzlaşmasını, aklıyla ve kalbiyle bir olmasını sağlar."
"Hayat her zaman beklediğimiz gibi gitmez."
"On sekiz yaşında herkes güzelliği sever. Herkesin geleceğe dair büyük öngörüleri vardır."
"Sadece okumaya değer hikayeler mutlu sonla biter."
Elimden bırakmak istemediğim, çok severek okuduğum bir kitaptı. Dönem hikâyelerini seviyorsanız bu kitap tam size göre, keyifli okumalar dilerim...