BİR KİTAP: KURDUN SOFRASI / ROSELLA POSTORINO
Bilinmeyen o kadar X hayatlar vardır ki, bu X lerle tanıştığımızda; “Gerçekten böyle şeyler olup bitmiş mi?” deriz. Savaş döneminde yaşayanlar, yaşanılan acı yüklü heybeleri omuzlara yük olmakla birlikte sinelerinde ya toprağa gömer ya da günün birinde volkan gibi içindeki alevleri dışarı verir.
Kitaplar, bizlere bilinmeyenlere kapı aralar. Hayatımıza eşlik eden ya da edecek X'ler hakkındaki dramatik hayatları, gerçek yüzleriyle çarşaf gibi gözler önüne serer.
Margot Wölk…
Hangimiz onun acı dolu yaşamına tanıklık etmişiz? Yazar Rosella Postorino, onun hayatına tanıklık ediyor ve ölümsüzleştirme kararına vararak bizleri Kurdun Sofrası'nda Rosa ile tanıştırıyor.
Savaşta olmak illaki cephede savaşmak değildir. Savaşa giden erlerin geride kalanları da ciddi savaşlar veriyor. Mücadele ediyor. Evlendikten bir yıl sonra, eşi Gregor cepheye savaşa gider. Berlin’de yaşayan Rosa, ailesini savaş bombardımanında kaybedince Doğu Prusya'daki Gross-Partsch'te yaşayan eşinin ailesinin yanına yerleşir.
Nerden bilecekti Adolf Hitler'in yemek tatçısı olacağını? Zehirlenmeye karşı özel seçilmiş çeşniciler bulunurdu. Rosa da bunlardan biridir. Alman lideri, yiyeceklerle kendisi zehirlenmesin diye masum insanların hayatlarını yok ederdi. Onlar çeşitli yiyecekler yerler, lâkin ne tadı ne mis kokusuna varırlardı.
Rosa ile toplam on kadın. Birbirinden dram on hayat. Kurt ininde, hayattan kopmuş, her an ölüme adım atan, mahkum on yaşam.
Rosa'nın karşısına çıkan komutan Albert Ziegler, bilinmeyen hayatlara nasıl bir tutum içinde olur?
Eşinin kaybolduğunu öğrenen Rosa, hayattan nasıl bir bekleyiş içinde olur?
Karşısına çıkan dostluklar neyi anlamlandırır? Sonraki yıllarda karşılaşacağı eskiler, yeni hayatında kendisine neleri hissetirecek?
