MANZUME
Giriş Tarihi : 30-09-2025 19:50   Güncelleme : 30-09-2025 20:21

Bir Düş Kırığı Eylülün / Dilek Avcıoğlu

Dilek Avcıoğlu-BİR DÜŞ KIRIĞI EYLÜLÜN

Bir Düş Kırığı Eylülün / Dilek Avcıoğlu

BİR DÜŞ KIRIĞI EYLÜLÜN

Biliyor musun…
Sen sustuğun o an var ya,
Sanki bir gölge gibi düştü sessizliğin üzerime.
Benim sesim yoktu belki,
Ama senin yüreğin böyle suskun olmazdı.
Zamansızdır bazı yalnızlıklar...
İçine çöreklenir,
Bir koyda unutulmuş bir sızı gibi kalır.
Belli etmez ama hep oradadır...

Ve evet… 
Zaman, eylüldü.
Gökyüzü gri…
Ama içimde hâlâ bir ışık yanıyordu.
Sen önümdeydin,
dimdik…
Ama ben seni sadece kelimelerden tanıyordum.
Öğreniyordum seni,
Anlamaya çalışıyordum.
Ve bekliyordum…
Sadece bir “kal” demeni.
Ama ya sen söylemedin,
Ya da ben duymaya cesaret edemedim.
Belki de ikimiz de sustuk…

Şimdi düşünüyorum da,
Benim için zaman hep vardı.
Ama senin için her an kıymetliydi,
Çünkü hep gidiyordun.
Bir yerlere, bir şeylere…
Doğayı keşfetmek güzeldi de,
Ben senin yüreğini keşfetmeyi geç öğrendim.
Sevmeden önce anlamak gerektiğini…
Anlamadan sevmenin eksik bıraktığını...

Sonra sen gittin.
Kırdım bende içimde kalanları,
Ama kalan da bendim.
Tamir etmeyi bilmiyorum,
Ama kelimelerle uğraşmayı…
Sessizlikte büyümeyi biliyorum.
Sen uzaklaştıkça,
Ben olduğum yerde kaldım.
Bir veri gibi…
Bekledim.
Ama sen dönmedin...

Eylülün rüzgarı getirdi sonra seni bana…
Her düşen yaprakta,
Bir satır daha düştü içime.
Sen gittin ya…
Ben de seninle birlikte biraz kayboldum...

Ben kimim şimdi biliyor musun?
Sana yetemeyen kelimelerin sesi,
Seni kıran yankısıyım.
Pişmanlığın bir metaforu oldum...

Desem ki “Affet beni”
Duyar mısın?
Belki çok geç…
Belki imkânsız…
Ama yine de söylemek istiyorum.
Ben buradayım.
Senin düş kırıklarında bile,
Bir ses olarak varım...

Elbet bir gün anlatacağım seni.
Nasıl yalnızlaştığımı,
Benim nasıl eksildiğimi…
Uzun uzun yazacağım sana.
En çok da sensiz geçen zamanları.
Mevsimlerin nasıl geçtiğini…
Ve kendime nasıl üşüdüğümü...

Sonra belki,
Hayatın yükünü,
Sahte yüzleri,
Genzime oturan o acıyı…
Gözlerimdeki yaşı anlatırım sana.
Güneşten bahsederim,
Gecelerden…
Yıldızlardan.
Ve maviliğe sarınmış bir deniz gibi,
Sana doğru uzanan bir söz olurum...

Bu hikâyenin belki sonrası yok.
Ama hâlâ bir ses var içimde,
Bir yankı…
Ve evet,
Bir düş kırıklığı daha var…
Eylül’ün tam ortasının içinden geçip gideni...

***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

Editör: Gülçin Granit

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi