ARNAVUT KALDIRIMLAR
Bir akşamüstüydü, gözlerimde bir yorgunluk,
Adımlarımda geçmişin taşlara sinmiş hüznü.
Arnavut kaldırımlara düşmüştü gölgem,
Her taş, bir zaman parçası,
Her aralık, sanki içimdeki eksiklik.
Bir kadın geçerdi buradan belki dün,
Eteklerinde deniz kokusu, saçlarında rüzgâr.
Kaldırımlar bilirdi,
Kim neyi unutmuş, kim neyi kalbinde saklar.
Ellerim cebimdeydi,
Düşüncelerim bir sokak lambasının sarı ışığında titriyordu.
Sana anlatamadığım ne varsa,
Taş aralarına sıkışmış bir sevda gibiydi.
Yorgunum, yorgunum dedim kendi kendime
Ama en çok da kalbim ağır.
Bir kalbin altında ezilmek gibi bu şehir
Ve senin adını koyamadığım bir sızı var hâlâ yüreğimde.
Kırık kaldırım taşları gibi
Dünyaya da biraz eğreti duruyorum bu gece.
Bir çay içesim var seninle,
Bir susasım…
Sadece oturup gözlerine bakasım…
Arnavut kaldırımlar;
Sevdanın ayak seslerini hâlâ taşır mı,
Yoksa her şey gibi onlar da mı sustu
Zamanın gölgesinde?
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALI İSMİ ve LOGOSU DEĞİŞMİŞTİR. KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz