MANZUME
Giriş Tarihi : 31-08-2024 21:03   Güncelleme : 31-08-2024 23:39

Acılarım Kaç Bin Yaşında / Beşir Çitak

Beşir Çitak -ACILARIM KAÇ BIN YAŞINDA

Acılarım Kaç Bin Yaşında / Beşir Çitak

ACILARIM KAÇ BİN YAŞINDA

Kim bilir acılarım kaç bin yaşında:
Ölesiye ihtiyar, ölesiye çocuk.
Baldırı çıplak bir düş tutar elimden,
Kanar yüreğim kırk bin yerinden.

Kaç ömür bıraktım kör zindanlarda,
Kaç ölüm sabaha karşı baş ucumda?
Sesimden avazımı çaldılar benim,
Ne çok canlar gördüm darağacında.

Ve zaman silerken beyaz günleri;
Karanlıklarda art arda telaşlı vakitler,
Geceye bir intihar gibi düşerdi yüreğimiz,
Tereddütsüz bölüşürdük yasak bir ıslığı,
Çaya banardık zulada kalmış bir parça umudu,
Uzardı geceler, rüzgâr okşardı saçlarımızı,
Sabaha ‘günaydın’ derdi; nemli gözlerimiz.

Kim bilir acılarım kaç bin yaşında;
Ölesiye tutuklu, ölesiye özgür.
Tırnaklarım koptu, düştü avucuma,
Kimseler duymadı, dil lal, kulak sağır.

İnsafsız bir linçti payladı beni,
Perdeler örtülmüş, kapı kilitli,
İşte tam burada; vurdular beni,
Ne duyan oldu lan, ne gören beni.

Yıllarca taşıdık sırtımızda memleket türküsünü,
Her mısrada çocuk olduk, yüreği telaş içinde,
Denize giden akarsuya selamlar dökerdik,
Dişlerimizden kan damlardı çatlamış dudağımıza.
Vuslata küsmüş bir romandık hiç bitmeyen.
Kızların dillerinde zılgıt olduk, al yazmasında oya,
Kartal olduk gökyüzünde, bulutlara dost olduk,
Aydın ve özgür yarınlara fidan fidan bedel olduk.


Editör : Suna Türkmen Güngör

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi