YAZA İLK ADIM
Yaz, haziranla "merhaba" dedi.
Kışın soğuğunda ellerimizi ovuşturup bolca hohlatıp az da yağsa karı gördük, şükür.
Leyleklerle baharı müjdelemişti ve yağmurlar yağmış.
Dinlenmiş bahar, her yeri çiçeklerle bezemiş ama onu da binbir telaşla geride bıraktık.
Haziran sıcağını cennet sıcağına benzetirim, ne çok sıcak ne çok serin.
"Cennet sıcağını nereden biliyorsun?" diyebilirsiniz.
Kur'an'dan ve okuduğum birçok yerde öyle tasvir edilmişti.
Nedense içimdeki bir duygu da öyle söylüyor.
Kuş cıvıltılarını duyduğumuz süre uzamıştı.
Akşam saatlerinde yemek sonrası balkon sefası başlar artık;
Çaylar, kahveler, meyve faslı bu keyife keyif katar.
Çocukların şen sesleri, sokaktan apartmanlardan içeriye dolup taşar.
Günler uzun, gün ışığından yeterince yararlanabileceğimiz zamanlar.
Kış günlerinde hava çabucak kararıyor, el ayak erkenden evlere çekiliyordu.
Şimdi güzel havalar âdeta davetiye sunuyor, kendimizi dışarıya atmak için bahaneler yaratabiliyoruz.
Balkon kapısı, pencerelerin açık kalma süreleri uzadı, sanki dışardaki hava ile hemhal olmaya çalışıp doğanın sunduklarından sebeplenmeye çalışıyoruz.
Tatil sezonu açılıyor; uzun kış günlerinde doğal rengine dönen herkes, güneş ışınlarıyla bronzlaşacak, tatil fırsatı bulanlar…
Kış meyvelerini özlemek üzere geride bırakırken; yaz sıcağına uygun meyveler manavlarda, pazarlarda yerlerini almaya başladı…
Çocukken kırlarda doğal çilek yemişliğim çok var. Şimdikiler hormonlu olsa da biraz reçel yapmayı seviyorum. Kokusu ve kırmızı rengi beni benden alabiliyor.
Umarım hepimiz güzel bir yaz geçiririz. Yazı, Kurban Bayramı'yla karşılar gibi oluyoruz. Şimdiden iyi bayramlar dilerim.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz.
