SUNAK TAŞI
Sunak taşına yatırılmış yaralı yürekler;
İnce ince işlenmiştir sevdaya dair oyalar.
Bir can ağlar savruk yağmurların önünde,
Bir can,
Derdi kendinden de ötede.
Sabır taşları namert.
Eskisi gibi yol vermiyor kibirli dağlar.
Esaretin suskun askısı çakılmış teneşire;
Gelenler mazlum,
Sırasını bekleyenler biçare.
Sunak taşına yatırılmış yaralı yürekler;
Umuda dair tüm cümleler,
indirilmiş felsefe sözlüğünden.
Görmeden konuşuyor yalnızlık.
Kendince dönencesini yaşıyor,
Dudak kenarında unutulmuş gamze.
Oysa,
Samanlık seyran değil miydi,
Tek gülümsemeye teslim olmamış mıydı,
Çeliğin ucunda şekillenen düşler.
Sunak taşına yatırılmış yaralı yürekler;
Bir meczup bekliyor başlarında,
Elinde yarınlardan çalınma alaz,
Prometheus utancıyla giriyor,
Keşkelere terkedilmiş pişmanlığına.
Saymak istemiyor,
İnanmak istemiyor,
Soğuk ateşlere kurban edilen insanlığa.
Su, ateş ve toprak,
Su, ateş ve nefesi lekeleyen duman.
Arafın bilinmez gölgeli bahçesinde,
Başka yanılsamalarla bekleyen can.
Sevmişti be adamım!
Zincirsiz hayallerin peşinde
Hiçliği seçmişti.
Sevmişti be kadınım!
Sonsuzluğa selam veren uçurumun
Erdemli soluğunda,
Sadece seni seçmişti.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz