ŞU BİZİM GELİN KIZIMIZ HATUN YİĞİT!
Aslen Adana Kozan Akçalıuşağı Köyü’nden Mustafa Kemal’in cephe komutanı Yiğit Ağa’nın torunudur. Yani geçmişi göçerlerdendir, Türkmendir. Geçen yıl dedesinin yurdunda yani Kozan Göller Yaylası’nda “yayla evi” yaptı. Çok otantik… Bizi ağırladığı o yayla evinde bir Türkmen olarak dağa çıktı sırtında odun topladı, sacda Torosların otlarından iç yaparak katmer pişirdi, keçi sütü içirdi. Kurbanda da Toroslarda beslenmiş keçi kesti. Eh ne de olsa bir Türkmen kızı idi!..
Bu yıl da gelin geldiği Sivas’ın Tavra Boğazı Mevkii’nin tam bitim noktasından 500 metrekare bir yer aldı. Hani şu “yeni moda” hobi bahçelerinden. Bahçenin içine bir baraka yaptırıp yanına da öteberi koymak için kavak ağacı tahtasından ufak bir yer çevirdi. Dün beni de götürdüler. Bir ara baktım bizim gelin kız, elinde fırça ile bu kavak ağacından çevirdiği yeri boyamış. Bir çorap işlemesi gibi, bir türkü sıcaklığında… Sarısı, kırmızısı, yeşili, mavisi, turuncusu, türlü rengi karışıp uyuşmuş; bir sıcaklık, bir yumuşaklık meydana getirmiş. Aşk gibi şefkat gibi bir şey oluşmuş… Bir birliktelik, aşk ve şefkatin karışımı, aşka dayalı olması gereken “ahenk”…
Ne yazayım daha!.. Ne de olsa Torosların kızı, İnce Memed’in hemşerisi!..
Olacağı buydu gibi şefkat gibi bir şey oluşmuş… Bir birliktelik, aşk ve şefkatin karışımı, aşka dayalı olması gereken “ahenk”…
Ne yazayım daha!.. Ne de olsa Torosların kızı, İnce Memed’in hemşerisi!..
Olacağı buydu zaten…
Editör: Hamit Gözümoğlu
