MESELA
Meselâ...
Şöyle bir çekilebilsem inzivaya,
Issız bir göl kenarında,
Bir erguvan ağacı altında,
Dalabilsem pembe hülyâlara...
Mesela...
Hz. Havva ile Hz. Adem
Çocukları arasında...
Kıtalar, ülkeler, devletler, kavimler.
Savaşlar olmasa.
Aralarında din, dil, ırk, medeniyet
Farkı kalmasa...
Meselâ...
“Din kardeşiyiz” diyen
Ümmetin arasında
Mezhep çatışmaları,
Tarikatlar, cemaatler,
Çekişmeler, sürtüşmeler olmasa...
Görüş ayrılıkları ihtilaf kalmasa.
Tüm, ümmeti Muhammed
Aynı, livâül hamd sancağı
Altında toplansa...
Meselâ...
Güzel ülkemin, güzel insanları
Aynı bayrak altında
Cennet misâli...
Vatanımızda,
Sağcı, solcu, şucu, bucu
Demeden kardeşce yaşasa...
Meselâ...
Herkes âlim olsa...
Cahil (kendin bilmeyendir) olmasa,
Herkes edep hırkası ile donansa.
Âr ile hâyâ ayaklar altında kalmasa...
Meselâ...
Ağrılar, sızılar, salgın, hastalıklar hiç yaşanmasa.
Dermansız dertler kalmasa.
"Zamansız" denilen ölümler olmasa...
Meselâ...
Herkes zengin olsa,
Hiç aç, açık, fukara kalmasa...
Meselâ...
Tüm duâlar anında kabul olsa.
Sevenler sevdiğine kavuşsa,
Dünya güllük, gülistanlık olsa...
Meselâ... Meselâ...
Sonu gelmez ki nasıl olsa...
Dünya, ahiretin sebebi imtihan tarlası,
Salih ameller eksek,
Toplasak hasâdımızı...
Dünya da insanın hali...
Bir ağaç gölgesinde,
Bir ikindi vaktinde,
Misafir garip bir yolcu gibi
Dinlenme misâli...
Dünya mekânının var iken bedeli
Sonsuz sefanın bedeli olmasın mı ki?
O bedel ki!
O bedel ki!
Görmez olur gözler bile cenneti.
O nûru cemâl ki
Sonsuz eyler ruhları...
Mest eyler ölmeyen
Kalbî aşka aşıkları...
Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım
