KİTAPLARIMLA HOŞ SOHBETLER
Sabah uyanınca penceremi açmış bahar güneşi yüzüme vuruyor, baharın getirdiği çiçek kokularını içime çekerken bir fısıltı duydum .
Konuşan kitaplıkta duran Dosto amcamdı.
Şaşırdım.Heyecanlandım.Bir kıpırdanmalar sezinledim,gittim kitaplarıma kulak verdim.
Dostoyevski daha gür bir sesle soruyordu:
-Çocuklar ne oluyor burada?
Hep bir ağızdan: -Uyandı Ev sahibesi
İskender Pala sessiz mi kalır, "Efsane" dedi.
Aytmatov; "Hiçte bile o Toprak Ana"
Sevgili Sebahattin Ali'm:
-Hadi ordan o Kürk Mantolu Madonna, diye çıkıştı.
John Steinbeck:
-Bir Savaş Vardı, dedi. Nedir? Bu,"Bitmeyen Kavga"
Öteden Saramago bilmediği Türkçesi ile "Ah! 'Körlük' işte" seslerini duydum.Devam ederek "Görmek başka birşey" diye mırıldandı.
Nietzsche; "Böyle Buyurdu Zerdüşt" fazla dert etmeyin derken,
Hakan Mengüç, ney sesiyle "Çocuklar, çocuklar! Sakin olun, hiçbir karşılaşma tesadüf değildir"diyordu.
Mustafa Kutlu:
-Haklısın birader "Uzun Hikaye","Bu Böyledir","Ya Tahammül Ya Sefer",lafına kızan Necati Göksel:
-Of "Kafam Bozuk" benim diye sitem etti.
John C.Parkin; "S....r Et" derken Atsız; "Ruh Adam" nolcak diye dudak büktü.
Yaşarım Kemalim(Benim tabirimle Yaşar Kemal)"Ah be yeğen ne kadar da geç geldin benimle tanışmaya" deyince irkildim, sustum.
Utangaç bakışlarımı Jack London bozdu;
"Kaldır başını! Dik dur ! Hiç sana yakışıyor mu?
Bir bak haline" deyince, usul usul kaldırdım başımı .Öte yandan nasılda toprakçılık yapıyor John Steinbeck;
"Hadi kalksana , bizim oralarda bağ bozumu, üzüm toplamaya gidelim. Bak kamyonda hazır" deyince bindik kamyona.Yol boyunca giderken Craıg Sılvey çıktı yolumuza; "Heyy!"Tanrının Unutulan Çocukları "diye gülümseme attı ortama.John Verdon;"Gözlerini Sımsıkı Kapat" deyince, Alex Miller başladı; "Aşk Şarkısı"mırındanmaya..Kürşat Başar mest olup "Başucumdaki Müzik"demiş, Canan Tan söze girip; "Hasret" kaldım diyordu bunlara.
Serdar Özkan, "Hayatın Işıkları Yanınca" dediğinde, Sarah Jio;"Yeniden açar.Mart Menekşeleri"
Lisa Kleypas;"Yeniden yeşerecek dünya Nisan Yağmurları ile.."
Mustafa Kaya;"Size Bir Sır Vereceğim" derken,
"Suç Detayda Saklıdır" diye güldü Sherlock:
-O kadarda değil"Empati"kuralım deyip kahkahayı bastı Adam Fawer.
Suskun suskun duran Momo dile geldi; "Bu kez bugün hava güzel oynayalım mı?
Dostoyevski amcamız uykudan uyandı sonra;
"Çocuklar bu ne gürültü?"
Gülümsedi.Rusça lisansıyla "Birazdan gelecek ceza ,siz yaptınız suç" deyiverdi.
Gülümsetti bizi doyunca..
Rüzgar gibi hızıyla Memedim !İnce Memedim !geçti yanımızdan doru atıyla o çelimsiz adam nasılda heybetliydi atın sırtında.
Aytmatov hiç geri durur mu?
Nasılda şahlanmış geliyor Tanabay yorga atı "Gülsarı'yla.
Rüzgar gibi geçti yanımızdan son sesini işitiyorduk hep beraber "Elveda Sarı,Elveda Gülsarı."
Sabahın ışıkları yüzümü aydınlatıyorken Hüseyin Nihal Atsız, bir mektup uzattı bana,dedi ki "Bu geri gelen mektup.Başlıyorum okumaya
Ruhum mu ateş yoksa o gözler mi alevden ?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?" Bırakıyorum mektubu gözlerim nemli usulca..
Devam ediyorum mest oluyoruz hep beraber
Sonra başlıyoruz "Gülce" mırıldanmaya
Hep bir ağızdan konuşmaya başlar; Canan Tan sabah iltifatın olur, "Yüreğim seni çok sevdi"der.
Ohh !Nasılda mutlu olurum.Harlen Coben; "Kimseye söyleme"dediğinde
Cengiz Dağcı;" Biz Beraber Geçtik Bu Yolu"deyince
Ethem Emin bir isyan çeker öteden "Hangimiz Sevmedik"
Tess Gerrıtsen kızar buna"Günahkar"
Audrey Nıffenegger; aman da aman burası "İmkansız Aşklar Evi" olmuş derken, Madelıne Hunter:
-Bunlar, "Kalbin Kuralları"demişti. Suzanne Brogger; "Allah'ım 'Aşktan Bizi Koru" diyordu.
Markus Zusak, değişik bir hamle ve gülme edasıyla "Köpekler Ağladığında" "Kitap Hırsızı" olurmuş"
dediğinde hepimiz, Rıfat Ilgazla "Hababam Sınıfı" gibiydik adeta.
Hakan Günday seslendi; "Kinyas ve Kayra'yı" unutma.
Adam Fawer "Olasılıksız hesaplıyor hâlâ."
Freud amcam kızar:
-Sanırsın bunlar, "Bilimin Devleri" dediğinde İlber Ortaylı çıktı ortaya:
Söylesene Bay Freud "Bir Ömür Nasıl Yaşanır?"
"Bilinçaltı" temiz olup "Totem ve Tabu"lar yıkıldığında
Halil Cibran burun kıvırdı sanırsın "Ermiş" bunlar..Korhan Bozkurt girdi araya,"Bir erkek" vedasıyla dedi."Hoşçakal"
