GAYYA KUYUSU
Yankılandıkça sesim dağlara
mısra mısra çığlıklar salıp
mor dağlara,
Sisler içinde yorgun,
Kederli güller topluyorum
çiçeğine çiğ düşmüş.
Gayya kuyusu; umutsuz, mahzun yüreğim.
Mahûr bir şarkı hatırladığım
Tamburi Cemil Bey 'den.
Âsûde bir bahar akşamında
İçli şarkılar gibi yalnızım.
Meyus, mahçup, yarım.
Gayya kuyusu çok derin,
suyuna solgun ay düşmüş neyleyim.
Gizli zindanlar saklı orada
tutsak etmiş yanık sevdayı
ele, güne karşı.
Firavunlar ki usturalar bilemiş aydınlığa.
Gözbebeklerinde hayın karanlık.
Budamışlar sevda sürgünlerini.
Kıymışlar selvilere.
Dertler ki dizilmiş duvar duvar.
Gözlerinden sel akıtanlar
Mahûr bir ıslık, dudaklarında bahar.
Güneş yeleli bir kısrak ışıklanır
zindanlarından gayya kuyusunun.
Boz kırda yeşerir yaban gülleri.
Çiçek yağmuru düşer düşünceye.
Umutlanır özgürlük kuşları gayya kuyusunun.
Eflatun bir renge sığınmış leylaklar.
Ve her şeyden evvel yine de,
özgürlük türküleri söylemeli insan
firavunlara inat.
Çıkıp gayya kuyusunun zindanlarından
koşmalı, sarılmalı sevdiğine.
