EY YÂR
işlenmemiş cürümler
zulme darağacı sükûtumun
hıyanetimin bedelidir
“hasret olduğum hasret”
ben
hep mi suçlusu olurum
mahkûm duygularımın
gel ey yâr
birlikte olmayı lütfet
ben sana muhtacım
insanlık sana hasret
sen ey yâr
kilitli kapıyı aç
gel ey yâr
gittiğin kapıdan gel
sen ey yâr
battığın çatıdan gel
yırtıldı gözlerimden
kat kat katran geceler
kığırdanır bebekler
o sır olan zahiri
çocuklar
kimin haberini sorar
sökün eden şafak
neyin habercisi
gel ey sevgili
hasret sanadır
ve sen hasrete sultan
gelmezsin neden
alâmet belirdi ufuktan
cirmim mûrçe kadar
yüküm kat kat
sürgün ellerde
meydan malı mezat
çöpten şatosunda bir gedanın
şafak vakti feveranı
altın kafesinde bir bülbülün
azat nalişleri
bilirsin yangın yeri
bilirsin kor
bilirsin cevabını
ey yâr
vuslat bu kadar mı zor
sensiz bitmez bu firak
sürgünümün sebebi
sevdanla yedi iklim hep bahar
“ruhum ümidinle mutmain”
biz
biz içiniz ey yâr
takat kalmadı serde
kavuşma demidir gel
asır sana açar perdelerini
saatler senin için vurur tiktaklarını
çağ sana açılır
ey sevgili
yaşlı gözler sana açılır
gel ey yâr
gittiğin kapıdan gel
sen ey yâr
battığın çatıdan gel
